Bere
Suç, suçlu ve hüküm,
Bunlar benim yüküm,
İnfaz, çaresizlik,
Yedi düvel büklüm büklüm.
İki soğuk kutbun, kafalara takılan,
"Yar"a bere içinde,
Sıcaklığa göz hapsi,
Yaşanmayanların hepsi.
Ölüm dahil,
Hiçbir şey umrumda değil.
Yavaş yavaş kaybolan,
Silinmiş bir adammışım yokluk satan.
Çek vur beni,
Çek sat beni,
İki yüz,
İki ters bir düz.
Yanlışların yanlış hesabı aldı doğruları.
Boş boş sallanan veda elleri,
Her birinde de sıfır mı vardı?
Ve suç, o suç ki, zaten infazdı.
Yok et beni,
Yak, at beni,
Varsın böyle ısıt,
Isıt içimi!
Geçmiş, geçmez oldu dostluk piyasasında,
Çarşaf denizli, on numara gözlükler satıldı,
Bir endişe lambasında, maziydi, atıldı.
Dostluk dediğim, altı üstü bir yıldı.
Sonun yelkovanı, o ne hayranlıktı!
Ellerimde lalden itirazlar fidelendi,
Her geçen gün daha çok karanlıktı gölgeleri,
Vedalaşırken, bilmem, sana da gelmediler mi?
Zan altında bırakılmak,
Zaman altında kalmak,
Sükut yakışırdı yakışmasına da,
Karşıyım bu defa!
Gün gelecek bak gör,
Her şey çözülecek,
Buzul buzul,
Usul usul.
Kolaysa, durdur,
Kolaysa, vurdur kellemi,
Sustur şiirleri, sök at ne varsa,
Hüsrana, ey sen, inlemez miydin?
Ne olur bilir misiniz şimdi?
Sonra?
Ve son olarak?
Hiçbiri.
Bırak git,
Can, gönülsüz kalsın.
Bırak ve git,
Sır, serde saklılık kalsın.
Esinlerim besindir satırlarıma,
Suskunluğun benim esaretim,
Karmaşık bir rüyada,
İçimden gelme cesaretim.
Yok et beni,
Yak, at beni,
Varsın böyle ısıt,
Isıt içimi!
| 7 Mayıs 2011 | Cumartesi | 14:50 |