Bereket-Tanrı-Pinokyo Öldü-Aşk Sandığı (2)

(O'na ve kuşlara...)

Hayatı yarım kalmış,
Bana anlatılan hikayelere göre.
Mazide bırakmış kendini...
Genç yaşının anıları bile eskimiş..
Zaman içinde,
Su içinde....
Bir köy mezarlığının yanında ağıt yaktığı duyulurmuş,
Bazen,
Kurtlar ulurken...
O bataklığın kenarında sadece o değil,
Pek çok kişi boğulmuş??


Hikayesini dinlediğimde,
Romanından birkaç sayfa okuduğumda...
Gözlerim,gözlerini aramıştı...
Sonra,
Bana seni,
Tüm hepsine seni hatırlatsın diye,
Bir şiir çivilemiştim,
Dilek ağacının gövdesine.
Dilek ağacı dilek ağacı olmaktan bezgin,yorgun..
Gülümsüyordu yine de..

'Bereket güzel olmalıydı,
Tanrılar iyi...'
Sana öyle öğretmiş olmalıydılar ya hani...
Pinokyo adını duyduğumda,
Senin yerine ben irkildim,aniden..
Kral çıplak diye bağırmış olmalıydı bir çocuk!

O beyaz karın altına sakladığın gelinliğinin,
Ancak bahar geldiğinde bulunduğunu,
Sonradan öğrendim.
Yeniden bahar geldi,
Rüzgar yine esiyor...
Dilek ağacına asıyorum beyazmış denileni,
Gelinliğini.
Kuşlar konuyor üzerine...
Bir bayrak gibi salınıyor rüzgarda..
Ah!İnanamazsın belki ama
İşte,o kadar heybetli..


Anı sandığını hatırlıyor musun bilmem?
Mezarının yanına koymuşlar...
Gül ağaçları dikmişler üstelik...içine
Gül kokuyorsun....
Gül yapraklarının içinde.

Herkes sıtmadan öldüğünü biliyor,
Bu köy yerinde...
Ama masal anlatmıyorlar artık keyifle...
Bereket sessizce,usulca dans ediyor başak tarlalarında...
Yalnız...
Tanrısını tanımıyor bile!
Değerinin bilineceği mevsimi bekliyor.

Hapsolmuşluğundan vazgeçerek,aldandığını kimse bilmeyecek, kimse,
Pinokyo zamanlarında,karın altında uyuyakaldığını...
Karlara sarındığını kimse bilmeyecek...

Rüzgarla dans eden beyaz gelinliğini,
Kuşlar getirecek yastığına.

Pinokyo çoktan öldü.
O bir masaldı ya hani..
O bile öldü.
O bir masaldı,
Kendinden utandı...
İnsanlara öykünmekten vazgeçip,
Tahta kalmaya razı...
Unutuldu bir düş evinde...
O da düşlerini, sana bıraktı!

Bazen,
Masalına girip kaybolandan sonra bulunan,
Garip bir ağaç ağlarmış,ardından...
Küçük serçecikler konarmış isimsiz!!! mezar taşına
Hep bir ağızdan,senin adına söylenirmiş,
Ardında bıraktığın ağıt!

Bir kuş havalandı,
Henüz yazılmamış romanın bir sayfası daha dönüştü, bir dizeye,
Uçtu...
Kuşlar söz verdiler bana,
Romanını yazacaklarmış gökyüzüne,
Küçük dereler,büyük ırmaklara dönüşürken,
senin şiirini okuyacaklarmış...
kendini kendine saklayıp,gitmişsin...
Hiç kimse unutmamış..
Sen yine de boş ver...
Ağaçlarında kuşlar ötüyor şimdi,bak dinle.


Çocuklara bereketi öğreteceğim,
Çocuklara aşkı....
Sandıklar yapacaklar hep birlikte...
Senin yerine....
Zaman bana çok geç olduğunu hatırlatsa da,
Romanını ben yazamasam da...
Sen ,sahte pinokyo masallarında büyütmeye çalışan kendini!
Küçüğümdün,
Gül kokuyorsun yine...
Önce sahte kahramanlar kayboldu...
Sonra,kötüye kullanılan masallar yitik!
Bir an kırmızı yanaklı pinokyoyu gördüğümü sandım.
Göz kırpıp,kayboldu eski masalında.
Bir bahar,geri döneceğini söylemiş kuşlara.
Kırmızı burnunu dilek ağacının dibine gömmüş,

....
Yalnızlığın bedelinin özgürlük olduğunu bilmeden,
Buğulanır nefeslerinin değdiği her gökyüzü parçası...
Yağmur olacak işte...
Sana dönecek yine..
Onların gözlerinin hatırası...
10-01-2010-Sinop

(sitare)

12 Ocak 2010 244 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (2)
  • 15 yıl önce

    Sevgili Sait Bey,😊(yanyana gelirsek birgün eğer, inanın size Bey diyemeyeceğimden,Abi diyeceğimden eminim...)Dilek ağacı yalan söyler umuda.....ile devam eden yorumunuz beni yine düşündürdü.Çok teşekkür ediyorum,çok hoş bir yorumdu bence....Öte yandan;sanırım tüm hepsine yerine;tümüne-hepsine demeğe çalışmış olmalıyım....vurguyu arttırmak için...Ama gözünüzden kaçmayan bu durum nedeniyle beni uyarmanıza sevindim..Teşekkür ediyorum...😊.Sevgiyle kalın.😊😊

  • 15 yıl önce

    Pinokyo hep yalanın imgesi olmuştur. Yalanlar ne kadar çok . Politikicı yalanı var umutları öldürür. Aşk yalancıları var kalbleri yıkar. Dostluk üzerine söz eden yalancılar var yalnızlığa salar bizi ölüm yalnızlıkla eş olur. yalan yalan yalan... Pinokyo üstlenir tüm yalanları. Gelinlik düşlerini kavuşma düşlerini zenginlik, düşlerini. Toprağı kandıran hava, köylüyü kandıran bereket, Umudu kandıran dilek ağacı yalan yalan yalan. Pinokyonun burnunu uzatarak başalrız kendi yalanlarımıza.. Şairi üzer onca yalan. Ne güzel bir tema. ben bu şiire güzel deyip sözümü tamamlasam bir de benden yalan olur şaire. Hem güzel deyip hem böyle bir gedikli söz bırakmam da neyin nesi derseniz anlatım bozukluğundan dolayı derim. "Bana seni, Tüm hepsine seni hatırlatsın diye, Bir şiir çivilemiştim, Dilek ağacının gövdesine. Dilek ağacı dilek ağacı olmaktan bezgin,yorgun.. Gülümsüyordu yine de.."bu güzel dizelerde "Tüm hepsine " sözcüklerinde gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu var. Tüm, hepsine yanyana kullanılmamalı. Biri atılmalı. Ne yapayım güzelliği gölgeleyen bir ses bile olsa diken oluyor kulağa ve içimize. Tebrikler Gülgün Hanım.