Berfu...
Ve itilmişliğin tiradında ilk sözü söyler kadın...
ben yaşayamadıklarımızı yazarken ikimize dair, sen yazmaya parmağımın varmadığı her ne varsa; parmak uçlarında yürürcesine yaşadın. işte bu yüzden dizlerimden sızan yaşamak kanaması, bu yüzden donuk bir katreyle belediğim dimağımdaki yaş adın. sol göğsümde sızlayan otuz yara, sol şakağıma sapladığın yüz on dört kurşun ve mahremiyetimden yitirdiğim altı bin altı yüz altmış altı kutsal şahidimdir ki, hepsi hepsi bir yüz görümlüğü namustu alnımdan araladığın...
affettim seni
-I-
senden önce kolonları affetmiştim
sesime çarparak kırılan duvarları
belceden dökülen naif firarları
affettim yokluğuna sürüldüğüm kıraç diyarları
yenilgiyi kabullenmek erdemdir çoğu zaman
kutsadım sırtımda kalan tüm yaralarımı
bir gün kendine taparcasına bağlanır insan
işte o gün kendinden en çok nefret ettiği andır
yıllara çelme taktım diye övünmemeli insan
yılların sana verdiği ıstırap,
götürdüğü çavlan misali zamandır
ve ben zamanı da affettim,
ıstıraplarımı da...
-II-
rüzgârı acıtan aşk şarkılarını tanrı söyler
bildiği tüm makamlara ezberletir sesini
kar sonrası berfu üşür düşlerim
yaşamak derim bir kelebeğin bir solukluk kaderine
içimde bir parça mıdır bilmem senden kalan
berfu derim ölüme baş tutan dirimime
sus der tanrı, sus...
berfu düşlerine düşen köz parçası
berfu şafakla gelen aydınlığın
sus der tanrı
sen zifirin zikriyle azalan sonbahar kadınısın
yapraklarımın ağırlığı altında ezilirken
özgürlükse kefaretim
sisifosu da affettim tanrıyı da...
-III-
bazı gözyaşları illegaldir
ve ben senin tuzuna mülteci kaldığın
damlalara sürüldüm serdar
düşlerim yeniçeri kederler silsilesi
şimdi rahmim hüviyetsiz bir zerreye tapmakta
kalbim sükutsuz bir aşka yardım ve yataklık yapmakta
hükmüm müebbet
beni hangi hücremden çağıracaksın
düşler geçiyor düşüşlerimin gözlerinden
ağır kanamalı bir aşk kollarımda can çekişiyor
memelerimden sızan süt değil zemzem
kulağına okuduğum küfür değil ayet
ağır dilemmalar ertesi nihayet
aşkı da affettim, gözyaşlarını da...
-IV-
kesrette vahdeti tanır mı insan söyle
hiç kimseyim
saçımı okşayacak tüm er ayalarınadır vicdani reddim
soyunmayı keşfetmiş etimin rengi öte çıplaklık bilmez
kerbela döngüsü bu acziyetim
hani o fahişeyi altına alarak aşkı sattığında
leylayı aldattığında
yani aslıyı kanattığında anlamalıydım / herkesim
sırtında tattığım uzaklık ve giyotin
saçların uzak iklimlerin kederi
vefakar sayılmaz gölgeler / öğrendim
yol ardı puşt bir kırılmadır ömrüm
helallik ister mi bilinmez mazi tenimden
uzak ufuklara kök salar gönlüm
maziyi de affettim, fahişeleri de...
ve yitirmişliğin tiradında son sözü söyler kadın...
tenimden bahseden kırlangıçların yalancısıyım. bulutlara dönüyorum yüzümü, gözlerini unutmak için. ellerimde kalbimin hıçkırığı... düşlerin ılıman iklimlerin yabancısı, sen bu damlaları tanıyamazsın. Gelip geçen her kısrak bir kehribar eksiltir düşlerinden, sen benim sağanağımda ıslanamazsın. bir yezidin rengini giyinir gülüşlerin neden sonra, 'ağla yar, cehenneme bulaşmadan beni anlayamazsın'
berfu ikimize dair bir şey
berfu şark ağıtlarının zılgıtı
affettim bizi...
mayısikibinonankara
Berfu:Kar tanesi*
Önsöz; Kendi içine kapalı tiyatral bir replik* Uzun sesli hikâyenin namahrem duruşu -sentez-
Ve şiir;
-I
Ruhuna dilimlenmiş zamanları yaralarken Kendi içinde affetmiş şeytan-i arayışları
-II
Kaderine küskün bir kadının Tanrıyla oyun oynamasının diriliği
-III
Bölünmüş katrelere Tuzlu bir küfür beslemiş gözlerinde /aşk-a nefret
-IV
Soyulmuş bir gecenin ardından isyan Tırnaklarında asil kadın figürleri...*
Ve Son söz;
Aşkın kimyasını Kadınlığımda yeniden keşfet*
der gibiydi...
Kutlarım..
bazı gözyaşları illegaldir ve ben senin tuzuna mülteci kaldığın damlalara sürüldüm serdar düşlerim yeniçeri kederler silsilesi şimdi rahmim hüviyetsiz bir zerreye tapmakta kalbim sükutsuz bir aşka yardım ve yataklık yapmakta hükmüm müebbet...
Yüreğin hiç susmasın, kalemin yazsın, şiir gibi yaşayasın, şiir olsun yasın...
berfu,şark ağıtlarının zılgıtı.....ne çok şiirdi ne çok.Aşinası olduğum güzel şiirdi yine sizden okunan
Ayşe yılmaz yine büyüleyici güzellikte bir senfoni asmış sayfasına... demini bildiğimiz esaslı kalemin şiirlerini özlemişiz...bildirimi akşam görmüştüm ama bubu bilerek sabah tadına ortak etmek istedim...
anlak dimağ şiir zekası kurgu ve muhteşem betimlemeler.. fazla imge denizine dalmadan yalın ama göz alıcı dizeler... şiirsel söylemin cakalı ve şetteli kelamları girişinden sonuna dek kopmadan bir resital...
şiirden ne anladığımız ve ne aradığımızı sorgulasak bu kadar az ziyaretin sebebi acaba çıkar mı ortaya!
bu şiir her yönüyle bir başyapıttır zannımca...kurulan birbirine çarpmayan armonisi bütünlüğü ses uyumları olan sadece alt alta kelime yığını hiç olmayan ve alelade olmadığı çok açık olan bir eser...
şiir tadında şiir için önü ilikli ayakta alkışlarım kendi adıma...
sabah tadıma sakladığım ve yanılmadığım şiire ve yanıltmadığı için de şaire sonsuz şükran ve teşekkler .....
👍👍👍👍👍👍👍
süper...sabahın ilk okunan şiiri..ŞİİRİ ..