Beşinci Mevsim Ölüm
Şimdi söyleyin dostlar
kaç günü saysam ölümü öpebilirim
oysa ölüm bensiz mi geçti bizim diyarlardan
yokluğun sensizliğine
her mevsimin adı varsa beşinci mevsim ölüm
sayılmaz mı dersiniz
ya sonrası mahlumunuz bir adım ileri iki yüzün rengi
biri kara birisi de ak yüzün
ölümünde rengi yok sayılsa da
bu ne hal
bu ne köhnemişlik uğultulu keyif ç/atan kirli ruhlar
bakın ölüme gülen insanlığı yok sayanlar...
durun
ölüm geliyor süvariler dört nala koşuyor
bekleyin ölüm yakanızda
eli kanlı öfkenin dinmeyecek kadar
insanlığından utanacak korkular sarmış ruhları
ne derseniz deyin
çelişki köhnemiş saltanat üzerine
zorba beyinlerin insafına k/aldıysa
sana ölümden başka ne yol ne de onur kalmamış
ölüm haykırdı gökyüzü mavi bulutlar bile duydu
ağıtları çığlıkları duyuldu
yer toprak rengi al kanlar içinde
dağların ardında ihanetin adı yok dolaşırken
ölüm hem inatçı hem de kalleş gölgeler
yarım asır kan akıyor yüreğimde ölüm çığlığı sarmış yurdumu
dağ bayırlar kanlar içinde ölümü görmez körlüğüne
daha dün doymuştum zalimin sonu elbet bitecek
haydi ruh bilimcileri
haydi uzaylılar uyanın
altınız taş üstünüz baş geldiyse gök kuppeden tanrı sesi
kul eyleme zalim veryansına baksın
uyan kirlenmişliğin zemzem suyuna dayan
yıkan artık akan sulardan
ölüler dirilecek
tahamül kalmadı bu çirkefliği insanlığı yok eden ruhlar
kaç asır bekledi bu zülüm saltanatı
yem kuşları alaca karanlıkta uçtular
ayaz soğuğuna kalmadan ısınan güneşe
yoksa her yer yerinde oynayacak...!
09*11*12*Karataş*