Bestesi Gün Işığına Çalınır Aşkın Rengi
Sus
be gönül
göze çalınır aşkın rengi
açsan doksan
yine yara tazelenir
göklerin maviliği gri bulutlara sarar
gönül yaraları
çekilmez
kahrından ölüm gelse de
sen yine gönlümün baharısın
Zilan
gönüle duran
çalınan bu hasretine yanar
gönül
ne ararsan ara bulunmaz çaresi
yok derman
sustum
biliyormusun
nasıl sustuğu'mu
niçin susmadığı'mı
ve nasıl susarken özlediğimi
ne açılan kapı girişi nede açılan yola düşen
gönül perdesi maviye çalıyor tüm renkler
perdesine düştüğüm
kalışın bir gerçeği seni sevdiğim
gerçek varsa
nasıl gerçekliğin değişmezliğini
yaşarken gördüğüm çaresi yok derdime ilaç
dermansızlığını..
hekim yok dermansız gönüle koştuğumu
bu nasıl bir sevda yürek dayanır mı ki
öğrenirken kahrından olduğumu
sensizliğinle yaşamak başka çağlıyor
yaşam renkleri ak ile karaya ç/aldığımız
sesinle koş
yürek suların çağlasın
suskunluğun ölüme eş
saysan
çekilmiyor bu gönül seni arar her yerde
bir aşkın hikayesi uzaksa
gönülden candan çağlamıyor ki!
bilinmez bir aşkın öyküsüne
ne karalar bağlar
gözlerim sana doymuyor ki
ne de hasrete düşen gönüller
gözyaşına karışır türküsü söylerken
bestesi gün ışığı sevdaya ç/ağlayan
gözlerde ç/alınır b/aşka g/özün rengi..!
15*02*14*