Beyaz Ve Ölüm
Kırık bir hüzünle başlıyoruz bahara
Güneşi öldürüyor kuşlar
Ne vakit toprağa ölüm düştüyse
Küfleniyor yeşiller
Solgun masalın buğusunda yaşamak
Benimle yürüyor kendini asan seslere
Şehrin ortasında sarı yalnızlık ve
su testileri
Gözlerime yürüyen saatlerde
Ne mümkün umudu başka bir yolculuğa hazırlamak
Her yerde aynı gemi aynı aşkla çalkalanırken denizlerde
Beyazlar sürü siyah toplarken
Aydınlıktı aslında göçün anlattığı geceler
Çünkü her doğumun annesi
Her insanın dalgın bir ölümü vardı
Bilmediğimiz yerlerde
Ki şeytan camlara nakış işlerken
Yinede mavi gözlü olmalı hayat
Zerrelerimde
Yalan
Yeni yeni bohçaları taşırken sessiz ırmaklara
Sararmış birer resim
Bildiğim tüm derinlikler
Esmer cümlelerimin yanına
Biraz beyaz eklesin yağmurlar
Kimbilir sahipsiz çocuğun dilinde
Mezardır kalan gitmeler
Kırık bir hüzünle başlandı bahara
Güneşi öldürdü kuşlar
Ve içimdeki bütün
geceleri
Ne vakit gözümü yumsam
Gördüğüm aynı yüz
aynı selam/la
Solgun masalın buğusunda yaşamak. Yine ayrı güzellikte kelimeleri, bulunmaz hint kumaşıyla giydirmişsiniz Tülay Hanım. Tebrikler defalarca...