Bilemedim Bu Kaçıncı Gün
bilemedim bu kaçıncı gün
hangi rıhtımda çekilen kaçıncı çıkrı
bir de var ya koldaki gıcırtı
kesin yağmur yağacak
bacağımdaki romatizma da azdı
ah masaya bir tabak daha koy
menekşe kokulum yüreğimdeki sancı
ikide rakı atarız yani karşılıklı
ah zehirli sarmaşık
sıkmasan bide
demlensek bu gece, sanat güneşiyle
sabahlara kadar mintanın ,tenin kokusu
sarmaş dolaş koklaşsak
bilirsin biraz deniz biraz yosun kokar bedenim
kalındır bide elimin derisi
yumuşak değildir senin tenin gibi
korkarım ,hoşlanmaz için
uzak durur duygular yanaşmaz sana
ama bilirim kadın dediğin sen gibi ana
kadın dediğin sen gibi yüce
ah hatice varmı senin kadar ece
anam demişti bide hayır gelir mi o bastondan
kızardım sana baston deyince
şimdi görse gelinini ne der acaba
ey gidi rahmetli...
kısaca haticem severim bilirsin seni
bide hiç aldatmadım gözlerin yeşilini
değmedi yani bu gözler
kızımdan başka kadına nazar olarak
bilemedim hatcem bu kaçıncı
hangi gecenin kaçıncı sabahı
sensiz açığa çıktığım
senli benli günlerden kalan bi martılar gökyüzünde
kızımız bile eloğluna uydu
çok beter içiyorum haticem
rakıma meze sıgaram
dünyanın kasvetinde ben kaldım yalnız
bilemiyorum bu kaçıncı yıl
sensiz yalnız
bide şunu düşünüyorum
toprak oldumu bedenin?
gül yüzün, pamuk ellerin?
bunları düşününce ağlıyorum katılarak
yaşatamadığım sıkıntısız günlere
lanet ediyorum sultanım
inşallah bende gelirim
çok yakında yanına
yatarım toprağa
yan yana sen kadar sevdiğim
karadenize karşı mekanımıza...