Bilim

Akşam oluyor Cambridge'te
Kayıp giden sulardan taşan
Kızıllar, lacivertler yok ediyor kirli maviyi

Güneş batarken ördekler
Akşam safasına çıkmıştı
Ne dünya umurlarındaydı
Ne düşüncelerimdeki bir kırıntı

Daldım gidiyorum sekiz yüzyıl öncesine

Bir ayağı nehrin içindeydi evimin
Yosunlanmış; yeşil mi desem, siyah mı kayalar
Güneş doğuyor, pencereler kıpkızıl

Yeşil çimenlerin orta yerinde bir kadın
Sandalında kürek çekiyor
Bana doğru okulundan
Geldi, geldi, geldi; nehre düştü ve çıplaktı
Atladım penceremden kanayan nehre
Daldım, daldım, daldım: Yok, yok, yok

Sonsuz düşüncelerimin bir yerinde bir kırıntı
Dünyalar kadar büyük sevdalardı

Hâlâ arıyorum tarıyorum yok, yok
Nereye gitti bu kadın, üstelik çıplak

Sekiz yüzyıl sonra güreşiyoruz şimdi
Gün ortasında çimenlerin üstünde
Rahminin derinliklerinde çırılçıplak

Kocaman bir dünya, sırılsıklam yer ve gök

Kimdi, bir adam, bir başka yerde
Bana dayanacağım bir yer gösterin, diyordu
Hani, oynatacakmış ya dünyayı yerinden

Cahillik işte

Biz çoktan elense çektik
Kündeye getirdim, sevişiyoruz şimdi bilimle
Düşüncelerimin dünyalardan büyük kırıntılarında

O kadın; ama ben çıplağım sekiz yüzyıldır, dedi
Başka nasıl aydınlatacaktın Cambridge'i dedim
Güldü, sen seninkilere bak dedi ve ağladım.


Erkan Yukarıoğlu
Cambridge, 18 Aralık 2005

Kaynak: "Kırmızı Değirmen" Şiirler, Cinius Yayınları.

01 Mayıs 2011 34 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar