Bilinmeyen Deli(l)lerimiz
gazel bu
bahar mevsimine giriş ağıdı
yoksul pencereden kuş öterken ki o yorgun bakış
sövme duygusu
aşağılanmışlık
iç karartısı
durur saatin ileri vakitlerinde
bir şeyler
her şeyken hiç kimse
beyit boyu
ay yansımaları
tüm gezegenlerin ağzında
boşboğaz bu doğa
konuşur geçmişi
gelecek günlere inanmaksızın
şair örtüsü serilir ufuklara doludizgin
gök kıyar cehennemi
cennete eş diye
sarılırsa güpegündüz
araf çıkar ortaya
tüm deli(l)lerimiz burada buluşur
uzaktan
uzaklar izler karanlığı
şiir mahkumu kelimeler
hapiste isyan eder
elde edemedikleri ayaklarında zincir gibi
elindekiler kişilerin nefesi gibi
vurur boynuna günahı
kırmızıya benzeyen görüntülerden kaçar burcum
saat dokuza kadar
sesi çıkmadığı vakit bu uçurumun
düşe sığınan
sağanaklarla birlikte kaçma vaktidir umudun
hayal bir nefeslik
saniyede gider ölünün bozuk organına
kesik darbe iner yoluna
kokar sessizlik borusunda bir muamma
la edri gamzelerin
saklı yuvasındaki kuytulardan bozma bir kahkaha
ezik amaçların emelinde
tenimiz, dokunamadıklarımızın yansıması
el değmedikçe çıkmaz bu gökkuşağı
avuç dolusu istek gerek
sus payı kadar aşk kazanmak için
öz
sözün, iç tutanaklarında saklı duruyor
yazılmışların okunası sayfalarında kirleniyor ruh
beden ise özgür sanıyor özünü
çoktan kilitlenmiş prangaya ayakları
gazel bu
öyle güzel sevgilinin yüzü yansımıyor
şu sıralar
denizin üzerine
ağıtlar yakılıyor nicedir
kışı yaşamadan, yaza girdiğimiz dünyada
övgü
hakaretin yabancı biçimi
bir kere söylendiğinde varlığına inandığımız sevgi gibi...
24.03.14
güzel hatta çok güzel..tebrikler şaire...😙