Bin Bir Çocuk

Kara ordular sarmış göğün dört yanını.
Çember daralıyor,yaklaşan nefti bulutlar.
Kurşini bir ağırlık iniyor sanki aşağı.
Nasıl dayansın,dala tutunan incecik kollar.

Heybetli orduların sinsi kılavuzu,
Didikliyor kuytuların bile dibini.
Musalla taşı gibi artık sert kabuğu,
Rüzgara teslim toprak olacak,kabirin yeri.

Ağaç,sımsıkı kucaklar bin bir çocuğunu
Heybetli dallarda bir endişe ne yapacak parmakları
Gamdan kararmış gözü nasıl görsün bu büyük taarruzu.
Hep aynı acı,tek tek düşüyor yine çocukları.

Heybetinden süzülen,ürkütücü bir iskelet.
Taş kesilmiş gövdesi,üzerinde yitirdiklerinin izleri
Semaya açılmış yüzlerce parmak parmak işaret
Gövdesindeki her yarıktan aynı feryat yok mu bir teselli

Vicdanı yapışmış boynuna ,mahkemede bulutlar.
Masumlar savcı şimdi,nerede bu vahşetin katili ?
Dipsiz kuyular bile kabul etmez nereye saklanacak bulutlar
Semadan hepsine beklenen teselli ?'Düşenler verilecek geri'' ...

08 Eylül 2009 9 şiiri var.
Yorumlar (2)