Bin Hasan'ın Bir Adam Etmediği Ülke
İki mevsimli bir ülkenin, ikinci bölümünde
Dili bile ülkeye tezat büyük bir köyde
Babası Kore gazisi olan
Bir memurun üçüncü çocu olarak doğdu
Adı Hasan'dı..
Kukumav kuşlarının ayak atacak tek bir dalın olmadığı
Çocukların: çiçekleri bırakın;
Renkleri bile okula gitmeden bilemediği
Sadece iki rengin hakim olduğu
Yakıt masrafı olmayan ulaşım araçlarının
Hatta çokluk 'yakıtların' bile araçlardan sağlandığı
Kışın kar arta kalan 3 ay boz beyaz bir coğrafyaydı burası...
Dedesinin yakasından ve dilinden düşürmediği
Gazilik madalyası ve
Bu küçücük madenin bitmeyen masallarıyla büyüdü...
Ama nasılda tatlı anlatırdı dedesi ballandırırdı.
.
Daha dört yaşında kerrat cetvelini yutan
Ve istiklal marşının
Tamamını çok cüzi bir ödülle hazır olda okuyan...
Ukala şergil bir o kadar da afacan...
Paşa çayını sevmiyordu ,
sırf adı paşa lokumu diye lokumu yemiyordu.
Çünki büyümüştü 5 yaşında olmuştu.
Dedesi ona apoletleri sökülen
Asker elbisesi bile diktirmişti
Paşa lığı buradan seviyordu..
Birde yalanlarından
Rahmetli bıyık altı güler :
_ yahu kaç kere dedim sokmayın şu köpeği
Bak yine ıslatmış çocuğu.
Yada ?olmaz öle şey paşam yapmaz ..
Bunlarda paşa yalanlarıydı
İnanmıyordum ama Zarasızdı... dedem öyle derdi...
Dedem bir bana birde Atatürk'e laf kondurmazdı.
Öyle bilirdim ki: O bu ülkenin sahibiydi
Her şey onun du.
Anlatırdı : temiz ,dürüst ,çalışkan
Asla onurundan ödün vermeyen
Düşmanlarla pazarlık bilmeyen kahraman biri.
Birde çocukları çok severmiş. Hep söylerdi....
Bayramlarda çocuklara pamuk helva elma şekeri dağıtın mı demişti bilmem.
Yoksa büyük amcalar bir şeyler almadan
Külfetsiz bir şeyler vermezlerdi.
Dedem söylerdi ve onlara da söverdi..
Bu amcalar değişik zamanlarda değişik bayraklara gelir
Bayram yerinde davul zurna eşliğinde
Paşa yalanları söylerlerdi...
Meydandaki ahaliye yiyecekler yağ şeker
Erzak getirilerdi.
Meydanlar açtı fakirdi...
Atatürk çocukları severmiş..
Evdeki resminde bile bir çocuğu öperdi
Kıskanırdım o cocuğu neden se;
Kendi resmimi o çocuğun yerine koyardım.
Dedem derdi tanıdığım en büyük insan
Bildiğim dedem hiç yalan söylemezdi.
Sonra büyüdü Hasan:
Hayattan beklediği hiçbir şey anlatılanlara benzemiyor,
Hırsızlık vurgun, kapkaç, alavere diz boyu
Karnı doysa gözü doymaz zilliyetli
Utanmaz Bir yarasa kümesi
Ata'nın ardına saklanmış habire zulmediyor..
Ve onlar çocuklar gibi elma şekeriyle de yetinmiyor.
Onlar kan seviyor kan içiyor...
Dün elma şekeri dağıtan eller bugün,
'Ayakları direk toprağa bağlı'
Üst yok baş yok binlerce Hasan'ın
Geleceğini kemiriyor..
Onları yaban ellere yem;
Düşman gözlere peşkeş çekiyor.
Bu mu Atatürkçülük Dede?
Hani he şey gelecek nesiller
Her şey çocuklar için di?
Konuşsana Dede!..
Ulu önder: gör bu büyüklerimizi
Ama çocuk bayramında bile
Çocukların ve senin arkana saklanıyorlar!
Bir dön/sen onlara ne olur?
Kızarmısın yada utanırlar mı ki!...
Duyuyor musun Ey Ulu Atam :
Fikirlerine ,yoluna, emellerine, kurduğun bu vatana
Devrimlerine ,doğrularına, hatta:
Paşa yalanı elma şekerlerine sonsuz teşekkürler.
Ama bu kendi nefsine bile egemen olamamış büyüklerimiz
Senin ülken/sıfatın altında bak ne kadar çok yalan söylüyorlar...
N'olur bir dön/sen!
Arkandalar!..
Duyuyor musun Ey Ulu Atam : Fikirlerine ,yoluna, emellerine, kurduğun bu vatana Devrimlerine ,doğrularına, hatta: Paşa yalanı elma şekerlerine sonsuz teşekkürler.
Ama bu kendi nefsine bile egemen olamamış büyüklerimiz Senin ülken/sıfatın altında bak ne kadar çok yalan söylüyorlar... N'olur bir dön/sen?
yüreyinize sağlık👍👍👍👍👍👍
:) Abidin kardeşim. yorumuna teşkkler. öykü ve deneme de bilen dostların yorumları daha hoş teşkkler dost...👍
çerçeveye asılacak şiirlerden biri olarak ayırdım bu şiiri bilesin...
yüreğine ve kalemine sağlık tebrikler
teveccühlerinize sonsuz teşekkürler. okumak biraz zahmetli ama kısa olamadı işte.
gerçekten koca bir tarihin öyküsüydü sanki okuduğum... zevk aldım okurken.. söyleyecek ne var kutlamaktan başka.. tebrik çok.. sevgiyle...