Bir Aşk Hikayesi (Her Aşk Tanri'ya Döner)
Önce seversin, aşık olursun bir güzele
Sonra korkaklık, ürkeklik, bir süzü velvele.
Anlarsın ki, o da seni seviyormuş meğer,
Ölebilirdim kahırdan 'hayır' deseydi eğer.
Artık senindir sevdiğin, anlatılmaz bir sevinç,
Kalbini ona vermişsindir, belki de ödünç!
'' aşkım; çıkar beni şu karanlık çukurdan!
aşkım; kurtar beni, yalnızlıktan, acıdan!
aşkım; sakla beni ayrılık canavarından...''
Sonrası tuhaf biraz, aranızda bir kedi;
Ortalıkta kol gezer utanç denen serseri.
Ne o sana bir laf eder, ne sen ona bakarsın,
Hayat düşmandır sana, herkesi peşine takarsın.
Acaba dediği gibi sana ölüyor mu?
Artık bir şüphe başlar: o da seni seviyor mu?
'' aşkım; çıkar beni şu karanlık çukurdan!
aşkım; kurtar beni, yalnızlıktan, acıdan!
aşkım; sakla beni ayrılık canavarından...''
Çok geçmeden anlarsın, seni gerçekten sever,
Kalbi beyninden ayrı çalışmıyorsa eğer.
Artık bir 'oh!' çekersin, biter tüm şüpheler,
Son bulur 'aşkım' deyip uyandığın geceler.
Bitmiştir artık yüreğini yakan hain sancı,
Ama, ama bu dünya sandığımdan da acı!
'' aşkım; çıkar beni şu karanlık çukurdan!
aşkım; kurtar beni, yalnızlıktan, acıdan!
aşkım; sakla beni ayrılık canavarından...''
Seneler sonra artık ayırsa da bizi zaman,
Kolay kolay sönemez sevdayla yanan insan.
Şimdi yarim nerede, ne yapıyor, bilmem ama;
Gerçek aşktan yoksunum, kalbim onda hala.
Biraz tuhaf olsa da bu aşk denen yalancı,
Artık hayatta herşey bana biraz yabancı...
'' Tanrı'm; götür beni şu karanlık çukurdan!
Tanrı'm; kurtar beni, yalnızlıktan, acıdan!
Tanrı'm; sakla beni 'zaman' canavarından!!!''