Bir Aşk Masalı

Aşk insana değmeye görsün
O an kapatırsın gözlerini dünyaya
Dalar gidersin bir uzun uykuya
Bir düş ardından da bir kabus görürsün bu rüyada
Bir tek düşü görmek için kabusa da katlanırsın aslında

Bu rüyadaki düşünde insan
Peşindeki düşmanlardan kaçan soylu bir zanaatkardır
Kaçarken can havliyle
Kimsenin olmadığı bir kasabada bulur kendine
Güneşin cömert, denizin kıyısında, çiçek bahçeleri arasında
Kentlilerce basit yada tehlikeli görülüp dışlanmış
Herkesten her şeyden uzak bir cennet buldu diye sevinir hatta
İlk görüşte vurulur bu aşk cennetine
Kasabadaki küçük kaleyi kendine mesken eder
O günden sonra bu kaleyi kalbi gibi görür, sever
Kalenin içine yalnız görkemli bir saray inşa eder
Adına da?Aşk Mabedi Sarayı' der
Saraydaki tahta oturur, yanına da aşkı oturtturur
Kendi kurduğu saltanatının en ihtişamlı devri
Görkemli bu sarayda mutlulukla geçer
?Dünyanın en mutlu insanı benim' der gezer
Civar kaleleri dolaşıp, gururla başı dik gülümser
Mutlu mesut aşkla gününü gün eder
Günler böyle hep bayram tadında geçer

Derken bu rüyada düş birden kabusa döner
İnsanlardan uzak olsa da felaketlerden yine kurtulamaz
Sel, fırtına, kasırga ve daha nice afet
Hepsi gösterir kendini birer birer
Küçük kalenin sultanı maruz kalır felaketlere
Fakat yine de ?gelir, geçer' der
Dayanır, aslında dayanır gibi yapar zoraki sabreder
Bilir, afetlerle aşk mabedi harabeye döner
Lakin, ?taştır duvarlarım, kolay yıkılmam' der
?Güçlüyüm, kaleyim' der ?aşk' der, sabreder
Kendini biçare teselli eder
Yıkılan, dökülen her yeri zavallı bir başına tamir eder
Aslında en başından beri bilir, tüm uğraşları boşunadır
Tamir etse de asla eskisi kadar sağlam olamayacaktır
Bilir, nice felaketlere karşı, nihayetinde küçük bir kaledir
Sarayının da saltanatın da hem sultanı hem de tek muhafızıdır
Aşk mabedi sarayına kale gibi taş duvar olmakla yükümlüdür
Lakin gelen büyük felaketin de farkındadır
Bu yüzden de bilir, zafere dair küçük de olsa umut yoksa
Tüm uğraşlar boşunadır

Ve günler, aylar, yıllar su gibi akıp gider
Geçen yıllar felaketi de unutturur bizim sultana
Lakin vakti gelince felaket hatırlatır kendini onu unutana
Hem de beklediğinden daha da şiddetli bir biçimde
Taş duvar olsa da kalesi, yenik düşer depreme
Savunmasız düşer biçare halde zalim düşman eline
Deprem de ne deprem ama, akıllara zarar
En şiddetli sarsıntısını gösterir sultana ve küçük kalesine
Neyle savunsun şimdi kendini küçük kalesiyle, büyük düşmana
Acımasız deprem mahveder tüm emeklerini
Görkemli aşk mabedi sarayını da yerle bir eder,
Sultanın tek korktuğu felaket gerçek olur
Depremle aşk mabedi sarayı bir enkaza döner
Saltanatı, sarayı en sonda kalbi; kalesi yok olur
Kale düşman tarafından zapt edilir
Aşk mabedi sarayı yıkılır
Saltanat biter
Sultan kahrından verem olup bu dünyadan göçer
Geriye yıkık dökük, taştan bir dört duvar kalır
Geriye bir tek harabe bir kale kalır
Kalenin şimdi görevi ölen sultana mezar taşı olmaktır...

O an uyanır insan kan ter içinde bu rüyadan
Bir düşün bir kabusun ardından
Yorumlar kendince bu rüyayı
Kafasını toparlayıp düşünür yaşadığı aşkı
Ve anlar, aşıkken melek gördüğü aşkı
Aslında gelen Azrail'idir
Artık görür yaklaşan felaketi, lakin görmezden gelir
Silkinir kalkar ayağa
En güzel giysisini giyer, takıp takıştırır
Aynada yüzüne bir gülümseme takar
Rüyadaki düşü görmek için kabusa katlanmayı da göze alarak aşka gider...


Aşk hayaliyle aşık, kabusu bile sever...


Yazılış: 13 Ekim 2010
S.Hisar/İZMİR
~~S.@.D.?~~

16 Ekim 2010 190 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (4)
  • 14 yıl önce

    sembol ve anlatım çok güzel

  • 14 yıl önce

    güzel şiirdi tebrik ediyorum

  • 14 yıl önce

    Fevkaladeydi. Hele bitiş.... Çok sevdim. Kesinlikle seslendirilmeli. Bunu düşündünüz mü hiç

  • 14 yıl önce

    yüreğine kalemine sağlık gülom

    👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍