Bir Çocuğun Kederli Gözleri..
\Hayat o kadar acımasız .. o kadar anlamsız
Baktığım göremediğim o kadar şey var ki
Anlattığımda rüyalarımın bile kabul etmediği
Bir bedenin ele muhtaçlığı gibi
Bir yüreğin çöl sıcaklığında...
Yalnızlığa mahkumluğu gibi
Sevgiye susamış bir çocuk yüreği gibi...
Yazacaklarım yazdıklarımdan geri
Bir hiçlik hikayesi...//
Bir yüreğin anlamsız tarafıydı çocukluğum
Görmediğim oyunlar vardı
Görüp anlamlandıramadığım
Bir ormanın içinden geçip
Nehre âmâ kalmak gibi
Bir melekle sohbet edip
Dualardan korkmak gibi
Çok erken düşmüştüm
Oysa daha umutlarım vardı..
Gözlerimde bir hayatın ışığı ..
hayallerimde yarım bir yaşam
Şimdi oturduğum bir kumar masası
Ben çözemem kağıtların gücünü
Oynamak zorunlumu ?hayat? hocam..
Evet ?hayat? hocam...
Daha on yaşında aldın beni yanına
Acıyla tanıştığımda
ellerimde nasır..yüreğimde yara yoktu
çocuktum
Gözyaşlarım bir ölüme uyandı
Onun annesinin de mezarı var mı?
Topraklar örttü mü üzerini
Kim cüret etti onu acılara bulamaya
Ve
Hayatı hocam yapmaya...
Korkmayın öğrendim hayatla oynamayı
Belki bir çocuk gibi oyuncaklarımla oynamadım
Yada bir parkta on yediye tutuşmadım ..
Oyuncaklarımı bir arkadaşıma ödünç vermedim
Ben hiçbir salıncaktan düşmedim..
Benim çocukluk yaralarım koşarken olmadı
Ellerini tuttuğum hayatın ucunda
Hep kaybettiğim bir çocukluğum oldu...
Şimdi bana gökyüzünden başka lunapark var mı?.
Zaten ben hiç lunaparka gitmedim de
Ben bulutları salıncak yaptım
Hayallerimde bir pembe rüyaya daldım
Adını eskiciye satılmayan çocukluk
Bir annenin yitik gözyaşları koydum..
Ben pötikare bir gömlekle ?hayatı?..can yoldaşım yaptım
Geri dönüşü olmayan bir yolda
Sevgilerimi, hayallerimi, sevinçlerimi
Bir küçük çocuğun kederli gözlerine sattım..
Şimdi her sabah uyandığımda
Gözlerimde kederli bir çocuk bakar bana
Bitmez bir acı gibi;
Gözlerimden gitmeyen...
Yanımda kalıp
Siyah kirpik aralıklarımdan bakan
Mavi gökyüzüne öyle usulca
Bir sabah uyandığımda
Aynalardan yansıyan yüzüme
Günaydın der
Kederli gözleriyle...
Düzenleme: Burcu AKKANLI Ablam'a Teşekkür ederim...!
Yahu Muhammed üzüldüğün şeye bak!?.. Senin için başkalarının çocukları zaten eskitti lunaparkları, parçaladı oyuncakları. Sen koşturmaya bak hayat yolunda, onlar zaten seni çoktan sollayacak ayak yolunda. Bak sen yine de şanslısın, çabuk uyanmışsın. Ama senin de şanssızlığın koçum, bu acıyı içinde taşıyacakmışsın. Bu ülkede en çok kafası basanlar üzülür, onlar kahrolur. Sıradan olanlar, adamını bulur ve de adam olur. Kutluyorum. Nicelerine...
👍👍👍👍👍 yüreğinize sağlık
şair hep akşı yazmamalı,
kimi zaman çocuğun gözünde kederi görmeli,
sevgili muhammed,genç şair bir dost
şiire verdiği emeği kutluyorum
bütün bu ironi içinde duygu oturmuş kafiyeye,
güzeldi
sevgiyle kal...
Muhammet Yalçınkaya ;
Keşke bunu deneme şiir yapsaydın . Çünkü girişteki parantezli bölüm nesir gibi durmuş. Girişte deneme ile başlasan bence daha güzel olailirdi..
Onun dışında bir anatomi yazmış kalem , kendi bedeninin anatomisini , ve hayata beklenditsini...
Bütün hali ile güzel olmuştu . Yani şiirin içinde bir hikaye ediş vardı ve buda güzeldi...
Kutluyorum ....
Ne dünya, ne insan değişmez bir yürekle direnemiyor hayata Zaman başına buyruk bir nehir gibi akıp giderken, Biz bazen hırpalanan, bazen sevinçten içi çınlayan birileri olup zamanın garip birer yolcusu olmaya devam ediyoruz. . Ve bu garipliğin ardındaki içimizi ezip geçen ne olacağımız korkusunu ancak sevgilerle avutabiliyoruz Pişmanlıklarımız, günahlarımız çoğalıp, hayallerimiz azalıyor ve çoğalıyor geleceğe dair kaygılarımız. Çünkü Yaşanamayan her şey gibi pişmanlıklarda gölgeliyor yarınları..
Ama hayat gülen yüzünü bize göstermek için çabalıyor hala Sana uzanan çocuğun ellerini sımsıkı tut Kederli gözlerine umut sür yarına dair Ve onu hiç bırakma.... Çünkü hayatta taze ve diri kalabilmenin tek yolu o minik eller
Saygılarımla..