Bir Damla Terdik Aynı Tende
İçli bir karanlığın koyusuna yaslandım
Yüreğime özlemin çamurunu beleyerek
Nakışlarla bereli testilerden sular içtim
Sarhoş naralarla kendimi yenileyerek.
Ateşler yanıyordu gönlümün ovalarında
Altın rengi ışıklara sarılmıştı senin gecen
Kanlı kadehlerden yüreğini içtim bir dikişte
Öptüm sevdalı dudağından ah, titreyerek.
Bulutlar saklarken güneşi, sen sayıklıyordun
Masal ülkelerini gösteren atlasta uyuyordun
Sıktın bileklerimi hışımla, geldin mi diyordun?
Kadın dünyanın bahçelerini gezdiriyordun.
Özlemin mendiliyle örttüm gönül pencereni
En gizli yerine sokularak okşadım bedenini
Tenlerimizin kasırgasıyla sardım berelerini
Yaşanası anlarla birleştirdik kalp ritimlerimizi
Kuşlar sular taşıdı gece boyu gövdemize
Yıldızlar utancından saklandılar denizlere
Çözümsüz bilmecelerle sızdık derinliklere
Alev topuydu dudağımız, sarsıldık ürpertiyle.
Boşaldı aşkla torbalarımızdaki hüzzam tortu
Şarap kokulu sarılışların içerisinde kaybolduk
Bir ömrün çığlıklarını attık, zaman kırık yoldu
Yitirilmiş senelerin içinde birbirimizi bulduk.
Hikâyesi: Yarayla sarmalanan ve bereyle hayata sarılan bir bedenin şiirle oluşan kasıklarından damladıkça hüzün biz kendi varlığımıza sokuluşlarımızı özleriz. Baktıkça enginleşen yeryüzü atlasında ömürdür yaşadığımız, sonu meçhul birlikteliklerin pusatsız kanatlarıyla yol alır, bir dağın huzur veren dinginliğinde lirik öykülerle öğünler geçiştiririz...
Günün incileri arasındaki şiiri ve şairini tebrik ederim...
Güzeldi kalemin devamini dilerim. Saygilarim sayfanizda kalsin.