Bir Eski Dert Yanma
Başım önümde içimde boşluk,
Yavaş yavaş atar adımlarını ayaklarım
9 asırdır var içimde geçmeyen bir sarhoşluk
9 asırdır ömrümün son serenadını sayıklarım
Kaldırırım başımı görsün diye gözler,
Nasıl karardı bu göz altlarım,
Sorsalar nedir bu yorgun gözler
Saniyeyi dakika eder bir seferde anlatırım
Asırlardır geçmez umutsuzluk denen ince hastalık
Kuruyorum günden güne kuruyorum
Güruha göre ayağa kalkmamak aptallık
Bense feleğin çelik gırlağına yapışmışım ağlıyorum
Fayda etmiyor nefha sema insanlar
Biçarelik tutmuş götürüyor gırtlağımdan
Bense suçluymuş gibi bakıyorum etrafa
On üçüncü havari gibi çivilenmişim ayalarımdan
Her mecliste sığıntı gibiyim barınamadım
Hasta bir kurtmuşum gibi attılar aralarından
Beni tek kabul eden karbeyaz karanlıklarım
Ben karanlıklarım olmadan yaşayamam
Birine göre toy birine göre çocuğum
Bilemezsiniz içimde ne ihtiyarlar var
Ben çocuk değilim ben bir yolcuyum,
Artık yanımda sadece yolun sahibi var
Demir şirpençe azrail tırpanı yalnızlık
Müeccelin gırlağından diken çeker gibi acıtıyor
Yalnızlık, ahu gözlü azrail kadar yalnızlık
Sanki herkes tek suçlu benmişim gibi bakıyor
Yanlış anlaşılmak dostum kimse çozmedi niyetimi
Kazıkçı piçlerin fahişelerin günahını ben çekiyorum
Birisi çekse yanına konuşsa kusacağım lanetimi
Ama ben kurtulamadan çekiyorlar siktiri gidiyorum
Umrunda değilim kimsenin yok tek bir ruh
Geberip gitsem yedi kişi gelmez cenazeme
Bilene sorsam güya, ölüm sessizliğinde bir güruh
Yedi ruh olmaz namazımı kılan bakarsam mazime
Hatta onlar da gelmesin ben bir kabir kazarım
Alıp abdestimi beyazlar içinde girerim mezarıma
Başucuma yamuk bir tahta parçası da çakarım
Bakanlar okusun fatihayı şişip patlayan kadavrama
Ağlasın bulutlar boşalsın tuzsuz gözyaşları
Kemiklerimde kalan çürük eti aç böcekler kemirsin
Hemen gideyim düşünmeyeyim yarınları
Bu fani köprüden bir yolcu daha sessiz sedasız eksilsin...
https://youtu.be/v1K0i51_guU