Bir Gün

bir gün

paylaşılamayanlar rıhtımına dökeceksin
eteğindeki ıslak mor düşlerini ,
hıçkırıkların
anılar mezarlığının en tenha yerinde
sarı açan bir yıldız çiçeğinin tam ortasına düşecek ,
avuçlarında , hiç bırakamadığın köhnemiş yalnızlığın
kirpiklerinin ucundaki kıvrımlarda imbat
dudaklarında hüzün tadında acı bir telaş ,
sahildeki yosun tutmuş taşlara bakarak
sürüklenip gideceksin karşı kıyıya
köpüklü azgın beyaz dalgalara karışarak

sabahı beklerken buz kesmiş bir gecede
kumru kanadının sıcaklığına özlem duyup
parmak uçlarından uçuracaksın soğuğun soluğunu ,
içindeki dayanılmaz yangını söndüremeden
yüzleşeceksin hemen oracıkta
yalnızca kendine has günahlarınla ,
yaktığından daha da çok yanacaksın
hatta kavrulacaksın belki de ,
gözlerindeki ateş kokusu önce suya
sonra toprağa düşecek cemre gibi
kuraklığında kuruyup
zerre zerre toz olacaksın
suçsuz bir yelin savurduğu

bir gün
'ah keşke ! ' lerin kalmayacak ellerinde
dilin olmayacak sevdiğini söyleyebilmek için senin
sevdayı koklayamayacaksın asla
derin okyanus mavisinde
saçlarını bırakamayacaksın bir daha
fırtınanın beyaz özgürlüğüne
koşmak istediğinde ayakların gitmeyecek
bir adım bile öteye

ki ,
geri dönmeyi düşüneceksin o zaman
kim bilir belki
ağlamak isteyeceksin
hem de çok !
ama onu da beceremeyeceksin
boğazında düğümlenecek hıçkırıkların
ellerinden kayıp giden yaşama tutunamazken ,
acabalarının sığ denizinde çırpınıp
tüm bedenini saran hoyrat korkularınla ,
nihavend bir şarkının ıslak kollarında
göz pınarların kuruyacak senin
ağlayamadığına yanacaksın hem
boşu boşuna

bir gün
sen

hayır !
bir gün ben
sen değil ben
senden bir yudum sevgi dilenen ben
hiç mi hiç çekinmeden
üstelik arkama bile dönüp bakmaksızın
soluğumu nefesinden alıp
çıkıp gideceğim senden ,
senli tüm anılarımın küllerini
günahını kusan soğuk yağmurlara savurup ,
hem düşlerime değen saçının tellerinden
hem ayaza tutsak üşümüş ellerinden
ve hem de ateş kokan gözlerinden ,
çekip gideceğim usulca
istemeyerek bile olsa

bir gün ,
bir gün gerçekten
söküp atacağım seni yüreğimden ,
boşaltıp avuçlarımdaki sıcak nefesini
gözlerine bırakacağım ıslak kirpiklerini ,
tüm perdelerimi indirerek
uzaklaşacağım sıcak güneşinden ,
ulu bir çınarın koyu alaca gölgesinde
ıssız ve soğuk karanlığına gömüleceğim senin ,
neyim varsa sende kalan benden
hepsini geriye alıp
çekip gideceğim ben senden

ve hatta
hoşça kal deyip
veda bile etmeden


10 / 2009 SIĞACIK