Bir Gün
Bir gün
Dün gibi belki, belki yarın gibi
Ama bir gün, bu gün gibi
Ölüm gibi
Hani mendil sallamamıştım ardından
Hani dönüp bakmamıştın
Siyah beyaza bürünmüştü de herşey
Sen görememiştin
Erkekler ağlamaz derler ya
İnanma sakın
İçe dönükmüş kanallar
Bin katı fazla yaş döküyormuş yüreği
Kimse görmezmiş
Ben yaşadım o gün
Nedense bilmiyorum
O gün bu gündür hep aynı gün
Aynı sırta bakıyorum
Gittikçe uzaklaşan
Bir türlü yaklaşmayı hatırlamayan saçlar dalgalanıyor
İki mahzun göz ardından yaşsız ağlıyor
Hep aynı sabah
Neşeyle uyanacaktım akşamdan niyetliydim
Depremler oldu, fırtınalar, yağmurlar
Kaç şimşek çaktı
Sözün öldürdüğü saatlerin son gong vuruşu
Ve o gün bu gündür
Bu adamın değişmedi bir türlü
Gidişine dönük yüzlü duruşu
Gelme artık
Ben acıyı sevdim sen yokken
Ona tutuldum
İçinde vuslatın olmadığı bir ateş
Umutları taşıyan rüzgârlar
Acımadan koparılan papatyalar
Belkilerden tepeler yükselir dört bir yanda
-sa'lar, -se'ler sellere karışır
Filizlenir her gün aynı çiçekler
Akşamın solmuşluğunu atıp sırtından
Benden çok seni bekler
Küheylan haykırışındaki sevda saklanır yamaçlara
Karanlıkların prensesi dikilir
Umutsuzluk zerre zerre örülür yollara
Belki yarın diye feryat eder bir kumru
Belli mi olur?
Belki kavuşursun sımsıcak dudaklara!
Uyku lanetlenmiş gelir
Rüyasız, hayalsiz
Ecinniler yorganı çekiştirir
Rüzgâr soğuk eser
Oda ki bir zamanların alevlerini taşırdı
Şimdi eskimo evlerine benzer
Ne camında gelen bir hayalet
Ne kapı tokmağında bir el
Kimsesizliğin kahkahaları çınlar kulelerden
Başıma kocaman taşlar düşer
Sen bilmezsin
Her gece giden hayalinin ardından
Bu baş iğneli fıçılardan yollara düşer
Dedim ya ben acıyı sevdim artık
Gelsen de bir gelmesen de
Hayalin dursun yeter
Umut çiçeğim o benim, her şafak yeniden doğar
O solarsa bir gün
Bu yürek ancak mezara sığar
Bir gün
Dün gibi, yarın gibi
Bugün gibi bir gün
Anlamsızlığın ortasında
Ölüm gibi bir gün
Ölüm gibi
üstadım tebrikler...
Erkekler ağlamaz derler ya İnanma sakın İçe dönükmüş kanallar
doğru... tebrikler. sevgiler.