Bir Hayat Öğretisi
" Şiirlerimde nefes alan seni
Bir gün kaybedersem apansız bir gecede
Beni buna nasıl inandıracaklar
Düşünmek istemiyorum "
Oturmuş bağdaş kurmuşum rutubetli duvarların karşısında
Hafiften bir enstrüman çalıyor
Gözlerimde tarif edemediğim bir yorgunluk
Bir çöküntü vardı beni günlerdir uyutmayan
Nasıl ve ne için oturdum masa başına
Hatırlamıyorum...
Bir sığınak mıydı benim için şiir
Teselli mi arıyordum
Ülkemin bir yani yaralıyken bir yanı kan ağlarken
Ve aklımda onlarca senaryoya rağmen
Beni avutacak ne arıyor olabilirim
Utanıyorum kendimden
Hiç bu kadar zor gelmemişti sanırım
Yarın neler olacağını düşünmek
Mesela mutfağa su içmeye gitmek
Mesela kitap okumaya çalışmak
Mesela karanlık bastırınca gözlerimi kapamak
Hiç bu kadar zor gelmemişti
Bir çaresizlik belirtisi miydi
Neyin mantıklı olup neyin olmadığını bilememek
Buralar artık bambaşka bir oluş evresi
Aynı değilim... aynı değiliz
Onlarca enkaz çöküntüsüne bakan gözler
Meçhul bir acı ve umuda gebeydi
Belki de bir hayat öğretisiydi
Aynı karede birbirine sarılı kediyle köpek
Yahut kız kardeşini hayatı pahasına kollarıyla korumak isteyen bir abla
Yahut da bisküvi saklayan bir baba
Öncesinde...
Çok değil dakikalar öncesinde
Ne kadar önemsiz ne kadar kayda değmez şeyler uğruna
Üzülmüşüz meğer
Keşkelerle dolu bir bunaltıya sokmak istemiyorum şiiri
Söylenecek onca lafa rağmen
Belki de susmalıyım biraz
Müthiş bir çaresizlik içindeyim
Okumuş olsaydım bile dünyanın bütün kitaplarını
Yine de tarif edemem o günü
" Sevdiklerinizle zaman geçirmek
Sebepsiz de olsa bakabilmek öylece
Hiç bu kadar değerli gelmemişti eskiden"
Güçlü bir milletiz biz, umut ediyorum ki hep beraber üstesinden geleceğiz hepsinin ( inşallah)
Geleceğiz Allah'ın izniyle... Saygılarımla değerli şair