Bir İstanbul Sabahı
Boğazın derin suları serin serin akarken
Sabahın ilk yolcu vapurları
Kara dumanını kızıl göklere salmış,
Yolcu otobüsleri boşta çalışıyor,
Şoförler çay içip, motor ısınırken.
Sen geldin birden aklıma,
Daha güneş doğmamışken
Bir yaşlı karıştırıyor çöp kovalarını,
Uçuşuyor kuşlar,
Martılar bekliyor balıklarını...
Bir İstanbul sabahında;
Esmeye senden izin itiyor; Meltem!
Minarelerden ezan okunurken Sema'ya
Camiler boş, müezzinler haykırıyor;
?Namaz uykudan hayırlıdır, haydin kurtuluşa'...
Kulaklar kapalı, gönüller gaflet uykusunda.
Koca şehir yorgun.
Yollar boş, duraklar sakin.
?Çalışmadan olur mu hiç bu yaşta'?
Ölmüşler, mezarda hayretle bakmakta.
İnsanlık koşturmada, telaşta, oynaşta...
Egzoz kokusunu bastırmaya çalışırken
Güller, laleler, sümbüller, akasyalar...
Mis kokusu yayılıyor seherin başında.
Gözlerden akan O, bir damla yaşla...
Kaybettim seni,
Kalabalık bu şehirde
Deniz kara,
Daha doğmamış güneş...
Kıyılar boş,
Balıkçı teknelerinin üzerinde
Uçuşuyor martılar.
Çöpçüler süpürürken sokakları
Sen gel, bir seher vakti;
Bir damla yaş yıkasın
Kararmış duyguları, ölmüş ruhları...
Aklansın, paklansın ufuklar.
Yeniden doğsun güneş
Rahmet yağmurları yağsın
Suya kansın;
Kuruyan topraklar,
İnsanlar, ağaçlar, kuşlar...
Bir İstanbul sabahında;
Yolcularını almış
Karşıdan karşıya geçiriyor;
Köprüler, otobüsler, gemiler...
El sallayıp, gidiyor gidenler.
İbret almak yok mu?
Nerde bizden öncekiler?
Ben yolda kaldım, sensiz
En kalabalık şehirde
Kimse yok yanımda
Seni anıyor dilim,
Seni arıyor gözlerim
Neredesin Ey sevgilim?
Güneşe merhaba derken
Yine sen geldin aklıma;
Seninle unuttum;
Akşamdan kalma
Dertlerimi, çilelerimi...
Bir İstanbul sabahında
Sana açtım ellerimi...
Bilmem kim ölmüş?
Veriliyor salâlar.
Ben daha ölmedim,
Ölü olan, ruhlar!
Elbet bir gün;
Ömrüm yeterse
Seni anmak, seninle olmak için...
Bende sana döneceğim...
İslam'a okunur ezan
Hıristiyan'a çalar çan
Ben kimim, yok mu bana bir ferman?
Bir İstanbul sabahında
Yok, mu beni duyan, çağıran?
Uyandır beni, Ey sevgili!
Bu gaflet uykusundan
İslam'a okunur ezan Hıristiyan'a çalar çan Ben kimim, yok mu bana bir ferman? Bir İstanbul sabahında Yok, mu beni duyan, çağıran? Uyandır beni, Ey sevgili! Bu gaflet uykusundan👍
Güzel bir şiir kutlarım Yüksel bey içtenlikle...