//*bir Kent Daha Düşüyor ...
Tıpkı beni yol ettiğin o akşamın yağmur taneleri gibi
Uçsuz bucaksız bir faya doluşuyor hüzün
Gün böyle mayalanıyormuş
Rengi böyle ıslanıyormuş sevdanın
Böyle büyüyormuş yürekteki habis ur
Ayırdında olmaksızın gölgelerine kör düğüm atarak
Yol veriyormuşuz yeraltı acılarımıza
Peşinden koşa koşa
Başka yollar kazıyormuşum özüne uzanmak için senin
Kaçıncı tövbeyi etmemi bekler ki bu işkence
Hangi tövbedeyken beni öpmeye gelir bu aşk?
Hep aynı sorular işte.
Uçsuz bucaksız fayların bitiminde miyizdir
Yürekteki uru dağlar mı iki dudak arasından dökülen ateş
Rengi dönüşür mü maviye sevdanın
Nasıl,söyle nasıl bilelim
Korkum o ki birazdan
Kapımı yeniden çalmak için bir başka med-cezirin ayak sesleri
Çoğalmaya durur
Çımıl çımıl olgunlaşır bir ıstırap
Ah sevdiceğim
Ah çöl alazlarıyla başı belalarda olan Antonia Vivaldi
Bilmeden bir ah'ı daha eziyorum dişlerimin arasında
Kocaman bir kent daha düşüyor çünkü şu anda
Tıpkı beni yol ettiğin o akşama benzer bir zamanda
Adını koyamadığım bu yalnızlığın sığ sularında
Soluksuz kalarak
Şiire aşinalığım öğretmenimin ' Bir gün ansızın' adlı şiir kitabından.
Kocaman bir kent daha düşüyor çünkü şu anda Tıpkı beni yol ettiğin o akşama benzer bir zamanda Adını koyamadığım bu yalnızlığın sığ sularında Soluksuz kalarak diyen finalden başlıyorum bu sefer.Yalnızlık acısının çok etkili bir anlatımı.Derin sularda soluksuz kalınır da sığ sularda soluksuz kalmak ancak yalnızlığa özgüdür ve bir kentin düşüşü kadar ağırdır diyor sanki şiir. Korkuyor zaman zaman yoklayan med-cezirlerden. Ayrılık acısı habis bir urdur yürekte sinsi sinsi büyüyen.Ben de bilemem iki dudak arasından dökülen ateş dağlayıp yok eder mi acıyı? Kavuşmalar güzeldir de şu uğurlamalar olmasa diyor insan içinden. Uçsuz bucaksız fayların bitiminde miyizdir Yürekteki uru dağlar mı iki dudak arasından dökülen ateş Rengi dönüşür mü maviye sevdanın Nasıl,söyle nasıl bilelim Tüm sevdalıların sevdalarının maviye dönüşmesi dileğimle.. Kutladım bu güzel şiiri içtenlikle.Nicelerine.👍👍 👍👑