Bir Kez Daha Yanıldın
Karanlığın ortasında yıpranmış şarkılar,
Yıllanmış kırmızı bir şarapla canlanıyor anılar.
Gözyaşı para etmiyor burada,
Yazdığın tüm şiirler nafile.
Hani büyük korkular başlayınca içinde,
Sıkılır yürek, ölmek istersin.
Ne varsa sana ait bilinen,
Bitmek istersin.
Sararırsın, kahrolursun, ağlarsın...
Bardakta kana benzer içtiğin.
Islanmış taş olur, yanaklarından süzülen damlalar.
Damarlarını ısırgan otları dağlar.
Ham demirden bir örs
Can içinde cananı vurur,
Ağır ağır dökülür,
Çerçevesi dağılmış anılar.
Geceye bir mermi daha sürersin...
Bir dalgaya tutunup,
Fırtınadan arta kalan tarlaya dönersin.
Kimsesiz kalırsın, gurbetin yabancı gözlerinde.
Vefa ararsın yüreğine ışık verecek,
Gittikçe ağır gelen bu âlemin içinde...
Zaman bir sırtlan gibi, saatlerin peşinde.
Hep böyle mi sürecek bu yolculuk?
Hazan yapraklarının arasından sürünerek,
Sarılıp yatmak mümkün mü
Senin olmayan bir hayale?
Ve sınırsız, sorgusuz sevebilme ümidiyle...
Nasıl da yarım kalmış tüm sevinçlerin
Nemli karanlık odalarda...
Üstü örtülmüş beyaz çarşaflarla
Bir kez daha kandırıldın,
Bir kez daha yalandı sevildiğin,
Bir kez daha gülmedi sana şans oyunu,
Bir kez daha tutturamadın şans topunu...
Boşuna medet umma sabahtan.
Bu gördüğün rüya değil, ya da karabasan...
Sen geceleri hiç uyumazsın.
En acı gözleriyle, duran o karanlıktır arkadaşın...