Bir Kozanın Şizofrenisi

Ayrılıkların yol ayrımı tüm mavi tabelalar
Ve çizgiler bir uçurum boyu ilerliyor
Kırk karat bir elmasın ışığında aydınlanıyordu gün
Yaslandığım otobüs durakları, etrafımda uçuşan ölü martılar
Kıt kanaat bir ışıkla uyanıyordu gün
Bir klarnetin sesiyle bir gitarın teliyle
Basit bir ıslık düşüyordu yere dudaklarımdan
Düşmesiyle dağılıyordu önümde sırt üstü uzanan sokak aralarında
Aralardan bir, arada bir çoğalıyordu
Bazı bazı diyesim geliyordu bazı bazı susuyordum
Kıyam et diyordum...
Kopmuyordu.
Kimsesi olmayan bir şehir bırakıyordum ellerine
Kimsesiz olmayan sokaklar
Kalabalıklar ve uğultular
Tiner kokan konaklar...
Bir hasreti dört tekere sığdırmış delice gaza basan topuklar...
Eli yüzü kir pas içinde bir şehir bırakıyordum ellerine
Kaldırımları kırk karat
Birliktelikleri kıt kanaat bir şehir
Kimsesizlerin bile sahip çıkmak istemediği sol kolunun altından yaralanmış,
Ama hala umudu olan
Ama hala güneyi özleyen
Ama hala bir kestane ağacının dalında yuvası olan
Dizleri üzerinde sürünse de sadece aşka avuç açan bu şehri sen evlad edin bari...

08 Şubat 2011 33 şiiri var.
Yorumlar (6)
  • 12 yıl önce

    Lirik zamanlardan bir şiir daha.Kozanın içinde koynunda örülmüş hayatın gölgeli tarafları.Kabuğuna çekilmiş aşk beraberinde kalbide soyutlamamış peşine takmış.Ve şehir yalnızlığına uyandım titreyen ruhunun benliğindeki bir avuç sevgiyi içmek için.Kutluyorum şairem güzel dizeler yansımış yürekten mürekkebe...

  • 👍👍👍inciyi haketmiş güzel dizeler. kutlarım. hoşgeldiniz.

  • 14 yıl önce

    Güne yakışan dizeler. Yazan kalem kadar, seçenleri de kutlamak gerekir. Nice paylaşımlara...

  • 14 yıl önce

    güzel şiirdi ilhamınız bol olsun hoş geldiniz

  • 14 yıl önce

    ..okunasıydı dizeler güzel imgelerin eline bırakılmış..esirgemiyordu şevkati sevgiyi kucağına aldığı şehirden..teşekkürler burcu hanım..tebrikler...