Bir Masaldır Ki
Bir varmış bir yokmuş ile başlamaz bu masal.
Kahramanların biri güzel mi güzel bir kız ile
Bir çocuk ki gözleri ağlamaktan olmuş al al.
Mutlu günleri geride kalmış,
Ki saysan zaten anca bir avuç içi kadarmış.
Ayrılık illeti sonunda onlarında yüreklerini yakmış.
Kızın kalbi umut dolu, ışık saçar, yas tutmazmış;
Çocuğu ise hasret dağlamış, göğsünü kül tıkamış.
Evvel zaman içinde kız kendi yoluna gider iken,
Oğlan alışamaz, ayrılık olur beyninde bir diken.
Günleri geçer mi, bin bir zorluk ve acı;
Saplanmış her bir tarafta ya yosun tutmuş yada paslı birer anı.
Değer bilmez ya o an, fark eder mi insan;
Her tarafına sinmiş kızın kokusu, silebilir mi zaman?
Prenses dönmüş çoktan kulesine, çocuk halen bıraktığı yerde;
Bırakmış aksın hayat, onsuz devam etsin yaşam, nasıl olsa yine,
Gelecek gün, düşecek yolu o kuleye.
Geldi çattı o gün, oğlan çıktı yola;
Bir nefeste o kuleye varıpta.
Pencereden gelen bu şarkı da ne, hoş bir melodi;
Prensesin sesi alevlendiriyor sevgisini.
Kız merak mı salmış yoksa gökyüzüne, ne?
Kime sesleniyor 'Gün'eş'inim diye?
Oğlanın göğsünde kopar boralar, yangınlar;
Kafasını yemeye başkar tekrar, alışamadığı ayrılıklar!
Korku sarmış bedenini, ya seslendiği başkasıysa?
Kalbi dayanamaz artık buna daha fazla.
Bir iç çeker ki o büyülü müzik durur,
Kız pencereden bakınca oğlanın küllerini bulur.
Tek bir nefeslik zamanda haylaz bir rüzgar;
Külleri alıp kızın gözlerinden ruhuna saçar.
Prenses ne yapsın, mecburen yaşar;
Özlerse eğer oğlanı, gözlerini kapar.
Çocuk artık hapsolmuş sevdiğine, sevdiğine onun kalbinde;
Bu da bir masaldır ki yazılmış bir prensese..