Bir On Numara
bana kaldırım üstü ayak arkadaşlığı dileyen kalbim
sana hazır şu taşın altından nehir mi çıksın gül mü
açılır bir deniz akşamına mı gidelim bu yoldan
yakılır kara bir sözlüğe mi anıt olalım bu sabah
sana eski bir dilim var
çağdaş mı çağdaş
bana bir on numara
ayakkabı üreten fabrikalara gider
işte beni şu yüksek rakımlı renk yedi
ceddimin sunağına yedi tepeden bakar
nereye gider daha bilmem
kanımda yürür her dilden ayağı
başı kesik minare
kediler besleyen bir kafeslik bahçe
kandil yaksam direğine
bir soğuk bir soğuk
solusam kışın ağzından çıkan her hece buhar buhar
içinden oysa hep içinden seninkiler
resmin yaprağına düşen her tınının
bakma artık öyle duyma
şu yanı başında akıp duranın uğultusuyum
şimdi dünyanın neyine yarayan bir şey olayım şöyle en iyisinden
her şey onda bitsin sana bir daha bir daha densin
ve yepyeni eller türetsin aradan fırlayıp yaradan
söyle neyine bir şey olayım sen seni unutana kadar dilin
delirte delirte dedirtsin sana ben kimim ben kimim ben kimim
sen zaptiyelerin elinden kaçan kelime
kaçsan kaçsan kaç yıl
kaçma çünkü aylıdır gece
işte geldin ayağına
saklandığın duvarlar nereden nereye
değil mi ki yine seni sende bekleyen bin bir heceli bir ona