Bir Rüyaya Ağıt

-Sonbahar: topraktan yükselir göğe;
acının tabandan yüreğe, oradan da gözlere tırmanması gibi-

huzursuz bir hengâme sararken gecenin pelerini
hayatımın merkezinden kayıp göçen yıldız ağaçlarına bağladığım dileklerle
baş başayım.
günyüzü görmesin mutsuzluk tek bir kere
insanın sırtından yansıyıp yüzüne vurur.

akşam sohbetleri gibidir Aşk'tan ayrılığa giden yol;
Aşk'tan ayrılmak yürek işidir,
Aşk'tan ayrılmak korkaklığa dip temel girişmek
ruh köşelerinde ebelenmiş umut kırıklarına
s.ktiri çekmektir!
ömrün yaygarasına kapılıp gitmek,
yaylı çalgıların gölgesinde kafayı bulup
ümit sarkan dallara boynu bükük tünemektir!

genç kadınların korselerinde gizli şehvetin
açığa çıkması gibidir, tüm ışığı ardında bırakıp
karanlığın göbeğinde gezinmek;
sevgi sözleriyle boyalı yağmur tanelerinin üzerine düştüğü tenteye
ne kadar küfür varsa yaz şimdi, özenle, özveriyle.
Aşk bir kez geldi mi gidiş yoluna gözünü diker.
Aşk bir kez gitti mi dönüş yolunu unutan ahmağın tekidir.

-küskünüm bu sabah Sonbahar'a,
hiç sevemedim ki ayaklarım altında ezilen yaprakları.
hiç sevemedim ki ayaklar altında ezilen yürek kırıntıları.
ben hiç istemedim ki kalbim elimden düşsün.
hiç alışamadım, hiç alışamadım, hiç alışamadım.-

-üç Yürek düştü bir gün gökyüzünden,
biri gönlüme değdi, biri gözlerime, biri de dudaklarıma.
üç damla düştü gözümden,
biri Cennet'e, biri Cehennem'e, biri de Araf'a-

Yalan girdi mi haneden içeri,
Doğru dediğin gurur yapar, çıkar beşerden dışarı.
dil hiç dönmedi ki dolana,
kendi kendine tekrarladı sevdayı.
salındı, sallandı göğün tepesinde feryatlarım
sonra da durdular, durdular bir a/sır gibi.

-İlkbahar: gökten düşer toprağa;
zamanın tepemizden inip bacaklarımızda kireç tutması gibi.

göğe açılan ellere çarpan sesler ilişiyor kulaklarıma,
dualar bir seremoni, bir dehanın ürünü.
Umut, aksak bir değnekçi gibi, keserken yolumu
teslim olduğum ne kadar masal varsa
her birinin siluetini ceplerime doldurup
bulduğum ilk sahile dökeceğim kelimelerimi
beden tek başına bir kelime;
onu cümleye dönüştürecek olan yittikten sonra
ne anlamı kalır satır aralarına gizli öpüşlerin?
ne faydası kalır ezilmiş yüreğin üstüne çöreklenen bahar çiçeklerinin?
ve nasıl yeşerir bu umutlar, gözlerden akan su acı ve tuzluyken?

-inancım kalmadı ne İlkbahar'a ne de Aşk'a
ben bir kelimeden ibaretim,
Sen ile ben arasında kocaman bir tire işareti
iki kelime yan yana gelmedikçe
ne gönlüme iner cemre ne de hasret diner Aşk'a.-

-nefes gelip boğazına takıldığında tenden kopamamış kılçık gibi;
mutlu insanların ayakkabılarının topukları kalbinde tıkırdarken;
yarına yalnız başına uyanmanın ağırlığı çökerse üstüne,
içinde kapan ve dışında sus.
bir kere dönmeyegörsün dil,
ucundan ne çıkacağını sen bile bilemezsin.-

Sevda dediğin yüreğe düşen bir garip seher vakti
Sevda dediğin, arşınlanmış çölün belinde bir yudum su
Sevda dediğin, Gül Yüzlü'm;
bülbülün kanadındaki diken yarasıyla vazgeçmeden uçabilmesi.

04 Nisan 2012 56 şiiri var.
Yorumlar (3)
  • 13 yıl önce

    Güçlüydü kalem, akıcıydı anlatım. Tebriklerimle şairem 😙😙👍

  • 13 yıl önce

    Var olun Ahmet Bey.

  • 13 yıl önce

    -nefes gelip boğazına takıldığında tenden kopamamış kılçık gibi; mutlu insanların ayakkabılarının topukları kalbinde tıkırdarken; yarına yalnız başına uyanmanın ağırlığı çökerse üstüne, içinde kapan ve dışında sus. bir kere dönmeyegörsün dil, ucundan ne çıkacağını sen bile bilemezsin.-

    Sevda dediğin yüreğe düşen bir garip seher vakti Sevda dediğin, arşınlanmış çölün belinde bir yudum su Sevda dediğin, Gül Yüzlü'm; bülbülün kanadındaki diken yarasıyla vazgeçmeden uçabilmesi.👍🤐👍

    Kutluyorum güzel şiirini içtenlikle Hilal hanım...