Bir Tavrın da Sevda Olmalıydı

Bir tavrın da sevda olmalıydı oysa...
Tutuklu bir yüreği özgürlüğe müebbet mahkûm edebilmek için...

Gecenin karanlığını yararak kayboluşun vardı ya
Sonra ağıtlarının titrek iffeti kanardı.
Bekareti kalmazdı acılarının.
Bir de çok üzerdi susuşların
Bir kelimeni dahi haram kılınca zihnin diline
Ne desem de boştu.
Bir tavrın da 'demek' olmalıydı oysa...
Denecek en müstesna latifelerin zikri birikmeliydi dilinin ucuna.

Ne tüllerle çevrelediğin gözlerindeki ayrılığı
Ne de hislerinin hasadı kinini gizleyebildi susuşların
Kusardın el kadar bir bebek gibi üzerime asabiyetini
Yerdin bitirirdin
Giderdin dönmezdin
Yiterdin sokakların en işlek mahallinde...
Daha gün gevşemeden şafakta ben sizin kapının önüne sererdim çulu
Üzerine bir iki yün eğrilmiş minderin soğukluğuna teslim ederdim tüm ruhumu
Tam evin köşesinde
Lambanın köhnesinde
Belediyenin son zamlarla içini boşalttığı minibüsler ilk seferlerini yaparken.
Dizlerim bedenime yama bir vaziyette okula gidişlerini izlerdim.
Bir tavrın da 'kalmak' olmalıydı oysa.
Bir zemherinin demir vehmini andıran duruşuna nispet...

Senin züppe takımına kıkırdayarak bizim köşeden geçişin,
Bir sürü yarım yamalak ergenin sana zihninde tecavüz edişi...
Bir tutam hayal kaldıysa gençliğimden
Ötesi yoktur bunlardan gayrı.
Saçlarına silik bir limon izleri binmiş
Dudakları cigaradan mora kesmiş gençlerin
Sararmış dişlerinin arasından tüten
İğrenç bir tütsü kıvamındaki gülüşlerine kıvırtışındı ölümüm
Bilinmedik cennetler vaat etmişti oysa sevdam sana
Bilinmedik bir sürü kapısı olan koca bir cennet...
Bir tavrın da 'mümin' olmalıydı oysa.
Sevdanın mabetlerinde gün yirmi dört saat secdeye varan
Aşk olmalıydı her nefesin
İçime kıvrıldıkça benim kirli hislerimi suçüstü yakalayan...
Üvey babadaki duruşu bir kemerin ya da bir tek tokatın iktidara getirişi gibi
Bir tavrın da 'yetim' olmalıydı oysa...
Sevdanın başucunda can çekişen gönlümün ölüşünün üzerine...

Zaman içinde eriyen zindanların
Kâbusa kesmiş bir korkunun kasveti bu sivri bakışların
İçine ölümden gayrı ne koymuş ki sancılarım dinmiyor
İçime doğru ölüyorum
Susuyorum mesela
Ya da saçlarımı tenime sokuyorum geri
Kimselerin umur çizgisinde değil beni kaybedişin
Ben içime doğru ölüyorum.
İçiyorum mesela yudum yudum zehrini aşkın
Bir tavrın da 'duyuş' olmalıydı oysa
Ben içime doğru ölürken gözlerinin kuytuluğu olmalıydı kabrim
Yani içine doğru ölüşümü bilmeliydin.

Ölmeliydin...
Bir tavrın da "fikir çilesi" olmalıydı.
Teninden evvel zihnen can çekişmeliydin
Ölmeliydin!
Ölmeli...
Öl...



08.08.2010

11 Ağustos 2010 37 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    bir şiir deminde kalmak susmak hüzünlenmek ve ağlamak vardı .

    sustum hüzünlendim ağladım.......

    saolun şiir için