Bir Tek Kül Rengi
Bir gözyaşının rutubetinde; döküldü süslü boyaları bu aşkın...
Fikirlerim yetersiz,
Suallerim yersiz,
Bir sürçülisan kadar değersiz şiirlerim artık!..
Çürüdü gençliğim kadem kadem
Dizlerimin üstüne çöktüm her yol kenarında
Yüküm ağır,
Bedenim sarhoş,
Duyularım yorgun iken...
Oysa çok yakındım çile hırkasını bir ağaca asmaya
Her defasında...
Ne yazık ki istimlak ettin kendi gayretimi
Savruldu kurbanlık ümitlerim iğneli dilinin ucunda...
En garibi, tir tir titredim yanardöner bakışlarınla!..
Bir tek kül rengi kaldı bu aşktan geriye
Duvarda kırıntısı cisminin,
Tan yerinde dileklerimin sancısı,
Kundağımda,
Uykularımın yarısı kaldı...
Bak kazandın işte harbi;
Ellerim havada bak!..
Yukarıda bıraktım hürriyet suretindeki gökyüzümü
Bir çocuk vardı içimde bu bozuk düzene başkaldıran
Onu da yetim bıraktım hislerin bunadığı an
Alt üst oldu dünyam vasfımı yok saydığında
Demek ki zihninde bir plandı kocakarı tılsımına teslimiyetim
Meçhule karıştım adaletsiz yurdunda
Öylesine çaresiz kaldım ki sorma,
Kayıp ilanlarında bile yer almadı kimliğim...
Can verdim sanki alay eder gibi,
Her "Canın sağ olsun" dediklerinde.
Bir de sen üstüme doğrulttun cilveli kelime oyunlarını
Ben, bir ömrü tükettim...
Bir tek kül rengi kaldı bu aşktan geriye
Ahtı kaldı dönüşsüz bir hikayenin,
Devrilmiş gönül tahtı ve
Bir sigaranın bahtı kaldı...
"Zamanla geçer" dendi hayallerinin karartısı
Tenimi avuttum sokak lambalarının loşluğunda
Zaman da geçmedi boşluğunda her şey gibi
Kaç zincir kopardım uçurumun kenarında kaç...
Kaç isimsiz mezara talip oldum.
Yoruldum,
Kalmadı itibarım hayatın nazarında
Hiçlikle doldum...
Yalnızlıklar kadar gurbet yaşadım,
Yer sarsıntısına benzer bir sükunet!..
Koptu bütün film şeritlerim,
Mutlu sonu vermeden.
Şaşkınlığımdan,
Kör kurşunlarda aradım bir merhamet...
Yazık!..
Takvimlerin arka sayfalarına yakışırmış
En güzel yarınlar…
Koparmadım hala senden sonra hiçbirini
Boşuna takip etmesin diye günler,
Birbirini...
Bir tek kül rengi kaldı bu aşktan geriye
Puslu bir labirent,
Hafiften ay ışığı vurmuş bir ceset,
Dolu dolu felaket kaldı...
Şimdi zulüm kokuyor uzandığım sedir
Nasır tutmuş ağrıyan başım
Birçok sitem var ruhumda,
Biraz da hüzün!..
Yalnız eskisi gibi yok telaşım...
Mutluluğa el uzatınca;
"Elleme cıs olur" dermiş bazen kader
Bir tek kül rengi kaldı bu aşktan geriye
Bana biraz da ben bıraksaydın keşke!..
Keşke...