Bir Turuncu Gece
Soğukmuş,
Üşüyormuş bedeni.
Usulca yerleştiriyordu oysa ki
Güzelliğini kaldırımlara.
-Sana diyorum sana !
Her bir uyanışa sığdırılan sen
Ve yetinilemeyen anlardan kalan,
İşitiliyor adımların.
Kayıp gidiyor ellerinden yaşam
Sonrasında;
Kuytularında sevdalar kalıyor.
Gecenin içinden çıkan
-Bir sancı ki yoklayıp, yoklayıp kayboluyor.
Hatıralarını dünde bırakmış
Mavileşen dalgalar acıtmıyor.
Suyun tenine dokunan
Uzak bakışlarında gördüm yalnızlığını.
....
Sen yürüdükçe ay sallanıyor
Kerpiç duvarlardan taşıyor gözlerim
Süzülen bulutların ürkekliğinde.
-Kim bilir kaç yüzyıllık bu tenin.
Titrek sokak lambalarının
Bize kazandırmış gölgesi
O herşeyden biraz olan.
-Oysa ki bir adam hatırında
Ya da kadına benzeyen
Kadınsız duruşlarda,
Her köşesine dağılmış
Kaldırımların kahverengiliği.
...
Dudaklarımın ucuna gelipte
Ayrılamayan cümlelere inat,
Soruyorum yine..
Soğuk mu?
Üşüyor mu hala bedenin..