Bir Tutam Şapşallık
bize acı veren neydi?
güllerin kırmızılığı mı ?
yoksa kırmızı güle iliştirilen hiç sevgi sözcüğümüzün olmaması mıydı?
hirçinlığımız yoksa sarının ayrılığı ,kırmızının sevdayı ,beyazın masumiyeti mi ifade etmesiydi?
...
tüm sokakların mat duruşuna alışmış gözlerimiz,
güllerin konuşmasını bilmeden gülizar olmak...
hiç yakışmıyor dilime gülü ifade etmek...
gökkuşağını görmeden altından geçmeye benziyor kelimeler ...
sanki saydam yapraklı ve manasız...
yani bendeki bir tutam şapşallık...
hiç beklemeden saymak gibi yapraklarını
bir köşede gelip gelmeyeceğini düşünürken...
papatyaları bilirim mesela
falları var biraz sacma ...
taçta yapıyorsun sevdiğin kıza ama güller
ah o kırmızı güller ! hiç benim alamadığım...
alsam da rengini tutturamadığım...
bir tutam saçmalık ...
gecenin koyuluğunda ıslak ve harabım
avucumda bana ne dediğini bilemediğim güller ve ben
mehtabın ardında doğan ay ve mayıs
ve kırmızı, sarı, beyaz ... pişmanlığım
güller ve ben,
hala en baştayım...