Bir Tutam Yaz Bir Tutam Güz Olsun
konar göçer hayatın
tavanı çöker üstüne
gölgen üzerinde yarım ayak zıplarken
birden kör olur gözlerin
karanlıklar peşinde
razı olur insan
içinde ki tüm istekleri kırarcasına
ölmek gibi gelir kadının teni,
içine haps olduğun tüm duygularına
esir eder seni
aldırmadan üstüne yürür
kör bir bıçak gibi keser
tenindeki en can alıcı yerini
sonra..
gülümser
acı verdiği her saniye için...
arkasından bir deli çıkar
fatihten son kalan şarabıda içer
sıkıntıdan patlayana kadar oyun oynar çocuk gibi
içten içe ağlayarak
avuntusal düşlerin peşine dalar
hemde öle dalmak ki
dipsiz kuyularda siyanür etkisi yaparcasına
bir baloncuk kaparcasına
oturur veriri belinin üstüne
öylece seyreder keşmekeşliği
tinerci gözüyle
bir sıgara yakar
adı markası sanı belirsiz
kendi sarar
küfreder bırakmaya amansızca
sonra bir nefeste son bulur
beklenen saat gelir
erkan abinin motor tıkırtısında...