Bir Umut Daha Vardı

güneş gibi parlayan sarı saçlar boşluklarından rüzgar alırken,
acı çeken etrafın rüzgarında capcanlı savrulurken dökülenlere karşı
umut kesilmişken nice delikanlılardan, çıkamazken yiğit fişekler yuvalarından
bir umut daha vardı, olmalıydı, mustafa kemaldi

memleketimin sarıya çalan ekinleri hasat vermiyorken
imparatorluk efsaneleri fısıldanmıyorken kulaktan kulağa, sesler kilit gibi kesilmişken
çalmıyorken şarkılarımız, oynayacak şenler kalmamışken
bir umut daha vardı, olmalıydı, mustafa kemaldi

geceler gece gibi, gündüzler gündüz gibi akmıyorken kalleş zaman dilimlerinde
altının, paranın hesabı yapılamıyorken, değeri kalmamışken pırlantanın
satılmıyorken has şaraplarımız, somun ekmeklerimiz
bir umut daha vardı, olmalıydı, mustafa kemaldi

yemeniler biraz daha çekilmişken yüzlere, bellere kemer takılmazken
dar geliyorken elbiselere giren bedenler
yollar kısalırken, umutlar uzaklaşıyorken tertemiz diyarlardan
bir umut daha vardı, olmalıydı, mustafa kemaldi

cesaret edemiyorken yürekli sanılanlar, inanılan beyler paşalar
başa gelecekler düşündürüyorken en küçüğünden yürekleri
bitti derken, girmişken girecekler, yıkılmışken saf minareler
bir umut daha vardı, olmalıydı, mustafa kemaldi.