Bir Varmış- Bir Yokmuş
Yalnız deniz feneriyim
Kayalarda nihayet bulan dalga
Tersanede elinde raspa ustanın
Sonbaharda yalnız kalmış bir bank
Âşıkların uğrak yeri çınar altı
Bebeğin elindeki çıngırak
Sarıyer'de ağlardaki balığım
Gece ıssız sokak lambası
Ters esen rüzgâr
Kaşkoldaki kar
Hüzzam şarkılarda notayım
Rüzgârla dans eden perde
Arzuhalcinin altında tabure
Yakamozla şevişen cam
Yağmurla can bulan goncayım
Yüksek ökçelerde tıkırtı
Eski bir kaldırım taşı
Kaynayan tencereden çıkan buhar
Örülmeye devam edilen duvarım
Ayracım
Kitap arasında
Küçük bir mum şamdanda
Yeşilim katledilmeye müsait
Mavisiyim paletinde bir ressamın
Demirci ustasının elinde nasır
Yalı önünde yosun
Terzinin masasında yüksük
Kemanın kopuk teliyim
Aklına düşünce sevdalıların
Aşkla kirpiklerden akanım
Koparılmış simit parçası
Alaca martının gagasındayım
Evsiz sokak çocuğunun sol yanında
ölen sevgisinin mezar taşıyım
Nereden bakarsanız bakın
Kırk yamalı hırkayım
Zamanın koynunda
Sabahlayan umut
Kaleme mürekkep, kâğıda hamur
Teknede mayayım
Acılarınızı verin bana
Yırtık fotoğraflarınızı
Anılarınızı saklarım
Geçicidir misafirliğim sizde
Çünkü insanım
Toprağım.
" bir varmış bir yokmuş" arasında geçen zamanı anlatan şairi ve şiirini selamlarım. Dönüp geriye baktığımızda zamanında uzun upuzun gelen anların aslında ne kadarda kısa olduğunun ayrımına vardığımızda bir an da her şeyin boş olduğunu görüyoruz der çoğu kişi. Hayır o boşluk inançsızlıktan kaynaklanır gibi gelir bana. Önemli olan ruhun iyiliği. İyiliği yakalayan ruhsa her zaman cennet katında kendine yer bulur...saygımla...