Biraz Zaman S/ayıklıyordum
sabah denize b/akınca
güneş doğar doğmaz denize b/atmıştım
önce bir merhaba dedi
hiç konuşmadı ne deniz nede güneş
sabahın ilk ışıklarıyla biraz zaman s/ayıklıyordu
durgundu anlık bakışlarıyla
Çin seddine benzer ayrı kuşanmışlığı bürünen dalga boyları
anlık gülüşlerini sineye çekerek
sonrası gelmiyordu dağ başı duman görüntüsü
ruh alemi çevreleyen yürek yangını gönül defteri
hep zamana düşen batan güneşti günbatımı ağlarda
içimde dilhem dilhem sabahlara doğuyordu
azar azar düş kırığı sevda yeminlerinde
şiirlerin uçları dokunuyordu her akşamın güneşiyle
pamuklu yumuşak çizgili bir iz biraktı yürek kapısında
uçsuz suvalsız sonsuza uçan ateş içinde
söndürebildiyse küllere dönen umutlu yüreğin yaralarına kapı araladı
uçarken yalnızlık boynuma dolanırken kopan ipin ucu rüzgara savruldu
eski han kapı kilidi gibi
anahtarı kasırgalı bir havada uçup gitti
gökyüzü kararınca yağmuru üzerine yağdı
kadın umudunu yürek yorgunu sevdaya s/ayarken
s/ayıklarken zaman ayarlı hasret dağıtırdım
senli yarınlara
karanlık içinde göz kırparken gülüşleri taze kaldı içimde
bir tek yalnızlık y/oktu
hep yazgıya k/aldı
denize karıştı ölüm gibi...
(...biraz zaman sayıklıyordum sabahın ayaz cemresine...)
23*07*12*Karataş*