Birazdan
birazdan yine gelecekler
barut kokan elleri
ve küf kokan yürekleriyle
birazdan yine gelecekler
yıkık dökük taş duvarlardan
toprak damlara akarak
birazdan yine gelecekler
cebimizden yüreğimize kurşun sıkarak
gece
it ulumaları
çakal sesleri
gece kudurmuş
gece serseri
birazdan
nefeslerini kulaklarından
yüreklerini avuçlarından gizleyerek
kısır düşlerini yastık yapacak çocuklar
ay düşüyor namluların gölgesine
ve binlerce yıldız
cansız ve çelimsiz
gece soğuk
gece sessiz
kuş kendini gizler yaprakta
su kendini süzer ırmakta
kirleneceğini bile bile
hepsi oyun
hepsi hile
bir giz olup olup savruluyor
duman yenik düşüyor külüne
gece
it ulumaları
çakal sesleri
gece umutsuzluk
gece korku seli
usulca yürüyen tilki takılır
anlamsızdır bakış
çaresizdir kurnazlık
köpek seslerine karışır çocuk çığlıkları
patlar karanlığın sessizliği
patlar kulakların zarı
her yer ölüm kusar
her yön can pazarı
gece
it ulumaları
çakal sesleri
gece ataş ve kan
gece yangın yeri
birazdan gidecekler
aşımıza kurşun sıkarak
çorbamıza barut saçarak
birazdan gidecekler
acımıza acı katarak
ve
bizi birbirimize bırakarak
biz yine anlamayacağız
tekrar geleceklerini unutarak
gece
it ulumaları
çakal sesleri
gece ağıt türküleri
gece mahşer yeri
yeter artık
dinsin bu acı
bitsin bu göz yaşı
yetti artık
bitirin şu savaşı
şiirde çok fazla tekrar var, budanırsa daha güzel bir şiir olur düşüncesindeyim...şairin anlayışına sığınarak küçük bir eleştiri...
saygılarımla...