Biriktirir Parlatır Senin Hayatın
göğsümün bayırında atlar koşturan
uzun metrajlı bir filmdir senin hayatın
suyu bilir, beni sever, severken budaklanır
yeri gelir incinir
incinirken erzurum’dan oltu taşını
amasya’dan elmayı çağrıştırır
kendine paslı makas
başkasına gül kokusu revâ görür
ılgaz dağı tepesinde turnalar uçuştukça
seher yıldızı'ndan yığınla selâm
ve tazyikli söz
firârî bakış
bunlardan hangisini, ne zaman
krater göllerden, göletlerden mi
kum kaynarken örneğin kin biterken mi
biriktirir, parlatır senin hayatın
bir sarraf edâsıyla işler ve saçar
câhil ömrüme
şimşirler ayaktadır
sen onlara bakar bakar yüreklenirsin
uranyumun dibindeki kızgınlık
umrundadır, ol sebepten seslenirsin
kamikaze kuşlarına
gene ol sebeptendir boy ölçüşmesi
ruhunun yitirilmiş hançer kınıyla
kan dönerken, ağrılarını külle ovarken
kafanda binbir soru
bunlardan başlıcası:
-tanrım, iptal olur mu ölüm korkusu?
dedim ya:
-uzun metrajlı bir filmdir senin hayatın
açlığı, açığı kapatmak için
üzengisi gümüş atlar koşturan
göğsümün bayırında
(*): Çıkın, Şubat 2001, Sayı 11
Eksik Kırlangıç, Nisan 2014
Şiir okumak ,şairi okumak ,kalemin,kağıdın ve yüreğin bileşkesi değil mi yaşama sunduğumuz şey. Bu karanlığın içinde; sanırım sığınılacak en güvenli liman şiir .. Şaire ve şiire saygıyla...