Birinci Tekil Şahıstan Birinci Çoğula Yolculuk ll

(Oyunbozanım işte, o yüzden tüm pabucu yarımları oyuna çağırıyorum.)

Kapandı kapılar
Açıldı perde.
Gün ışığı değildi aydınlatan yüzleri.
Spotların altında söylendi replikler.
Bilmem kaç asır önce,
Belki bugünde.
Yönetmenden habersiz oynandı oyun.
Oyuncular farkında olmadan oynadılar oyunlarını.
Ve bilmiyordu yönetmen bile,
Bir oyun olduğunu...
Yine de kendi kendine günah çıkarıyordu perde arkasında.
Oyunculara sufle veriyordu biri,
O tahta sahnenin altında.

Oysa, gün ışığında bir dünya vardı.
Ne kuşlar, ne çiçekler oyun oynardı.
Ne de kafası karıştırırdı Tanrı'nın!
Çünkü onlar, topraktandı.

Biz us-lu
Biz oyuncu.
Biz değirmen
Biz yolcu
Donkişottuk bazen,
Bazen değirmenlere yol veren rüzgar,
Ve bazılarına ayna
Gümüşi
Su....
Nehir.

Alnında kendilerini gördükleri
Akan suyduk ya hani.
Aktık, durduk,
Durulmadık ama.
Nehrin anılarında gizlidir sur'etlerimiz
Sırlarımız nehir akıntıları olmuş, çoktan kaybolmuştur suyun teninde.
Nehir çağlayıp akarken; işte
O zaman,o an,o zehir,
Yüreğimizdeki o ürperti
İçimizde duyduğumuz aşk,
Gözlerimizden dökülen hüzün.
Sadece varolma çabamızdandır.

Dudağımıza düşen her şarkının sözünde,
Gökyüzünde gördüğümüz;bir çınar gölgesinde dinlenmeye hevesli bulutun gözlerinde,
Yaprak izinde.
Temize çekeriz YALNIZLIĞIMIZI!
Kendimizi (,)
Bilmeden.
Aşklar temize çekilmez oysa...
İki kere yazılmaz çünkü aynı sayfaya aynı şiir!
Bu şehir o kadar yalnızdır işte!
Bilmezden geliriz....
İşte o yüzden,
Ayrı ayrı üşür çocukluklarımız...
Aynı düşte boğulur.
Aynı uçurumda ölürüz.
Ayrı ayrı!!!!!

(Melih Cevdet Anday'dan....'Doğum çoğuldur,ölüm tekil
Mumdandı ak tutkumun kanatları,
Uçuyordum sevinç içinde.')

6 Nisan 2010-İstanbul

17 Nisan 2010 244 şiiri var.
Yorumlar (4)
  • 14 yıl önce

    (Oyunbozanım işte, o yüzden tüm pabucu yarımları oyuna çağırıyorum.)

    Kapandı kapılar Açıldı perde. Gün ışığı değildi aydınlatan yüzleri. Spotların altında söylendi replikler. Bilmem kaç asır önce, Belki bugünde. Yönetmenden habersiz oynandı oyun. Oyuncular farkında olmadan oynadılar oyunlarını. Ve bilmiyordu yönetmen bile, Şiire bakarsanız basit bir sevgi şiiri.Dikkatle bakın ne gördünüz?Benim gözlerim yalan da söyleyebilir.Ben bir toplumun uyutuluşunu ve nasıl piyon olduğunu gördüm.Çağlar boyunca akıp çağlayan ama bir türlü durulmayan bir toplum.Durulması gerektiğini de sezdiriyor şiirde.Bütün kusurlarını kendinde aramalı değil mi şairim.Burası tam açık değil.Mehter Marşı gibi toplum hayatımız.Tarihim içinde hep olmayacak şeylerle uğraşıp duruyoruz.Eğitim,bilim, kültür sürekli akıştan dolayı hep geri kaldı.Ayrıca başkaları tarafından biz farkına varmadan kandırıldık.Tarihimiz bununla ilgili bol örneklerle dolu.Çinli Hakanlardan ipek kumaşlarla ülkesini satan insanları mı söyleyim.Yoksa ülke benim mirasımdır oğullarıma bölüyorum diyen Kaanlar mı?Tarih değişmiyor değil mi?Gözlemci gözle bakarsanız öyle.Düşünen ve düşündüren kaleminiz daim olsun.Sevgi ve saygılar.😙😙😙😙😙😙😙😙😙

  • 14 yıl önce

    Oysa, gün ışığında bir dünya vardı. Ne kuşlar, ne çiçekler oyun oynardı. Ne de kafası karıştırırdı Tanrı'nın! Çünkü onlar, topraktandı.

    Gülgüüüüün papucu yarııııım! Çık sitedeeeeeen oynayalııııııım! 👍

  • 14 yıl önce

    Bu sabaha bu ağır iki şiirle başlamak?...Oysa ayın adı nisandı ve kuş sesleri beklerdi herkes uyandığında..Bazen yanmakla,uyanmak arasında ki çizgi de kaybolmazmı? Güzel şiirler doktorum.Her iki bölümde övünülecek kadar güzel.Ben sevdim,başkasının işine karışmam.Yürekten kutladım.Selam,saygı...

  • 14 yıl önce

    'Doğum çoğuldur,ölüm tekil,

    İyi demiş bunu bilmeyecek ne vardı ? şiir zengin kelimeler cümleye dönüşmüş ve akmış işte güzel bir anlatımdı bu doktorun anlaşılan fazla hasrası yok derin kurgu kurabiliyor😙👍👍👍