Biter mi Bu Hengâme
Sonun başlangıcında bir yerde
İşte yine en baştayım
Başım dönerken benliğime karşı savunmasızım
Etraf sis çemberinde
Ben zehrin içindeyim
Tam çıktım sanıp bi daha bulaşıyor ayaklarıma
Ellerime sonra da içiyor bütün bedenim
Gözlerimi açmamak üzere kapatmıştım oysa!
Geri gelmemek için söz vermiştim
Yine başaramadım işte
Yine kördüğüme sarıldım...
Bu hengâmeden nasıl çıkarım
Nasıl aynı rüyayı yaşarım bilmiyorum
Bu kâbus olmalı uyanmalı birden
Aynı havayı tekrar solumalı
Nefes aldıkça bütün renkleri kazımalı bir bir
Ama hayır olmuyor
Yol çıkmazlar, çalılarla kaplı
Ah nasıl çıkmalı
Nasıl!
Sonun başlangıcında bir yerde
En sığ düşünce merkezindeyim..
Mideme oturmuş bir ağırlık
Başım bedenden ayrılmış gibi
Efsun olmuş buharlaşmış...
Bir buhran say o anı, hiç yaşanmamış!
Belki de yaşanmıştı yaşatılan
Her ağlayış, arkadan gelen isyankârlık
Ya bu aldanış
Pişmanlık...
Kim bilir bu kaçıncı hezeyanım
Kaç kere yeniliş bu!
Sonun başlangıcında
Belki de biten son damlasıdır bu suskunluğumun
Ben ben değilim sanki
Karşımda oturan başka biri
İçimdeki ses
Ya bu eller benim mi?
Her şey için ne erken ne de geç
Hayat ne gösterir ki!
Çıkarsa eğer ruhum bu hengâmeden
Elbet bir gün
İşte o gün benim...
yirmialtınisanikibinonikiperşembe
...
Hayat bu, bir bakarsın herşey bir anda son bulur..
Hayat bu, son dediğin an herşey yeniden can bulur..
Şems-i Tebrizi
Sonun başlangıcında bir yerde İşte yine en baştayım
Başım dönerken benliğime karşı savunmasızım Etraf sis çemberinde Ben zehrin içindeyim
Tam çıktım sanıp bi daha bulaşıyor ayaklarıma Ellerime sonra da içiyor bütün bedenim
Gözlerimi açmamak üzere kapatmıştım oysa! Geri gelmemek için söz vermiştim Yine başaramadım işte Yine kördüğüme sarıldım...
Bu hengâmeden nasıl çıkarım Nasıl aynı rüyayı yaşarım bilmiyorum
Bu kâbus olmalı uyanmalı birden Aynı havayı tekrar solumalı Nefes aldıkça bütün renkleri kazımalı bir bir Ama hayır olmuyor Yol çıkmazlar, çalılarla kaplı
Ah nasıl çıkmalı Nasıl!
Sonun başlangıcında bir yerde En sığ düşünce merkezindeyim..
Mideme oturmuş bir ağırlık Başım bedenden ayrılmış gibi Efsun olmuş buharlaşmış... Bir buhran say o anı, hiç yaşanmamış! Belki de yaşanmıştı yaşatılan
Her ağlayış, arkadan gelen isyankârlık Ya bu aldanış Pişmanlık...
Kim bilir bu kaçıncı hezeyanım Kaç kere yeniliş bu!
Sonun başlangıcında Belki de biten son damlasıdır bu suskunluğumun
Ben ben değilim sanki Karşımda oturan başka biri İçimdeki ses Ya bu eller benim mi?
Her şey için ne erken ne de geç Hayat ne gösterir ki! Çıkarsa eğer ruhum bu hengâmeden Elbet bir gün İşte o gün
Belli mi olur,hayat bu.