Bitir Artık Hüznünü Ağlayan Ağaç
Yalnızca senin adın kaldı değişmeyen, bu toprağın üstünde
Tam da yerinde, öylece Amasra'nın yamacında
Hâlâ neden ağlıyorsun kurumuş dalın, sararmış yaprağınla
Olmuşsun rüzgara oyuncak, sus artık be ağlayan ağaç!..
Dalga dalga büyüyor gözlerinde deniz
Gölgende yorgun düşmüş yemin bozan aşklar
Kuş olup dallarına konarken sevgililer
Başının üstünde güneş toplayan mavi bir gök
Bastığın yerde mavi bir deniz
Öyle güzel bakışıyor ki mavileri memleketimin
Toplayası geliyor insanın her tonunu renklerin...
Kirpiklerin hep ıslak, göz çukurlarında birikmiş yaş
Bakışların sabit, yüreğinde kopuyor kıyamet
Kim bilir kaç güvercin dokundu geçti dalına
Bir tüy bırakarak kendinden hatıra
Kaç gülüş, kaç hüzün, kaç aşk üşüdü sonlanırken umudu
Küsmeler, barışmalar, göz göze bakışmalar
Kim bilir, kaç dal topladı yeni bir yuva için kuşlar...
Gölgene sığmazken rengarenk baharlar
Ağlıyordun sen hep orada öylece, yaz-kış demeden yuvasızlara
Bir de tren geçse diye hayıflanıyordun sağından-solundan
Ah! Ne güzel olurdu o zaman el sallamak yeniden buluşmalara...
Mevsimin yok, bundandır ağlayışın biliyorum
Temmuz'un sıcağından, Eylül'ün hazanındandır döktüğün yaş
Ağlamaya zaman bulamadan, kül olan binlerce yoldaşının acısındandır
Toprağın öksüz kalışından, yalnızlığın susmasındandır senin ağlamaların...
Ya kuş olup dalına yuva kurmalı umutlar
Ya yokuşunu tırmanıp dibinde oturmalı aşıklar
Sende açılmayan, yolcunda kapanmayan yaralar
Her yara birbirini sarıp sarıp kovalar...
Bitsin artık bu deli ağlaşmalar, boynu bükük bu kavuşmalar
Mavi hâlâ umutken bu hayatta, korkmasın yanmaktan ağaçlar...
Umut olmak zorunda mavi yarınlara şair ki huzura kavuşalım artık değil mi tebriklerimle