Biz Kaybetmek İçin Doğduk
Biz kaybetmek için doğduk.
Bu bize hiç söylenmedi ama,
bu bir gerçek !
Kazanmak hedefimiz olduğunu,
çocukluğumuzdan beri hep inandırıldık.
Oysa ki;
Tüm konularda kaybımız olacak.
Aşk konusunda,
Dost konusunda,
Sevdiklerimiz bile,
tek tek kayıplara karıştığında,
kaybetmeye mahkum olduğumuzu,
İster istemez anlayacağız..
Hayatımız hep kayıplar içinde geçecek..
Yinede, yeni imkanlar sunulacak,
yeni başlangıçlar,
Tekrar ve tekrar kaybedeceğiz..
Tıpkı mevsimler değiştiği gibi.
Tıpkı bir yılanın derisi soyulduğu gibi,
Tıpkı bir ağacın yaprakları düştüğünde..
Çıplak kaldığı gibi..
Bizler kaybetmek için doğdumuzu,
kabuleneceğiz...
Her düştüğümüzde yaradan bizi çağıracak.
El açıp göz yaşlarımızın
dökülmesine izin verecek..
Bizler sadece bir kul olduğumuzu
tekrar ve tekrar hatırlatacak..
Biriktirmek,
Hükmetmek,
Başarmak,
Fethetmek,
Zafer kazanmak...
Takip edilmesi gereken,
disiplinler değil miydi ?
Tabiki Değildi...
Kayıplara karışacak onca günümüz,
onca gecemiz,
Onca üzüntümüz,
Tıpkı sevinçlerimiz olduğu gibi,
Tıpkı gençliğimiz evliliğe koşup,
coçukluğumuz bize elveda der gibi.
Eşimiz bile bir gün,
mutlaka elimizi bırakacak.
Tıpkı nefesimiz tükendiği gibi.
Yapayalnız kalacağız.
Ruh o zaman iyice anlayacak.
Kaybetmek için doğdumuzu..
Elif Arslan.
Çok doğru, zaman her şeyi yutar. Gelgelelim, içindeki vadelerde kazanılan tatlı hatıraların lezzeti eşsiz. Büyük zamanı, küçücük anılar feshedibiliyor! Kutlarım, selam ve saygılarımla.