Biz Tih Çöllerinin Kumları Sayısınca Sevdalıyız Dostlar..!

Biz tih çöllerinin kumları sayısınca sevdalıyız dostlar..!
Islak ve kıvrak bedenli gemilerin
Denizlerde şen şakrak dansı kadar
Mehtap yüreklisi olmadık hiç..
Yeminler doldurduk güvertelere
Tıka basa
Ahitleştik
Boyadık yüreklerimizi eflatuni yeşile
Ufuklar boyu ;
Belki de ufuklar ötesi yalnızlığı yüklenerek yüreklerimize
Sözler dizeledik/renkler büründük..!
Kanmayan ve ürkmeyen gönüller olarak
Sabahladık mahşere kadar
Alarak cesaret söylemimizi eğerlerimize..

Biz tih çöllerinin kumları sayısınca sevdalısıyız dostlar:
Yiğitler gömdük kum taneleri sayısınca
Tohumlar ektik cesaret doğuran
Korkuları saldık denizlere deli rüzgârlar gibi
Bin yürekli cengaverler gibi kuşandık bedenlerimizi
Topladık tohumları bin veren başaklar olduk
Gönüllü sevdalılar gibi çöllerden
Kum taneleri kadar sıcak ve heybetli..

Biz tih çöllerinin kumları sayısınca sevdalısıyız dostlar:
Sırçalı sarayın fildişi kulelerinde
Emmedik anka kuşunun ışıltılı memesini
Yıkamadık ellerimizi / bileklerimizi / topuklarımızı
Mazlumların alarak sütlerini
Ve dörtte birini başımızın
Cinnet dolu havuzlarında
Yaymadık altın çerçeveli masalara göbekelerimizi..
Sarmadı parmaklarımız ince belli kadehleri
Fosforlu kapaklarında gündem olmadı hayatımız
Buralardan tanıdık bey oğlunun arka sokakları da varmış
Nataşalar gezer oynarmış
Kendi salyalarını toplarmış kaldırımlarda sarhoşlar
Ulu ulu nutuklar vermek için
Kasketli insanlara
Ve onlarca görünen ?yiğit yürekli?..
?zavallılara?!?..

Biz tih çöllerinin kumları sayısınca sevdalısıyız dostlar:
Bağrında güvercinleriydik masum Anadolu'nun
Pazılarıydık
Henüz kırılmamıştı gövdelerimiz
Al aldı kadınlarımızın yüzleri
Al aldı yüzlerimiz
Fikir yüklüydü beyinlerimiz
Çelikten emir / tunçtan buyruktu
Eyüp sultanda işittklerimiz.!

Çalışkan karıncaları idik gökyüzünün
Kurşun örtüler gibi eridik- örtük kubbeleri
Bağbozumu değildi sevdamız
Gül bahçelerinde salkım-saçak
Martı yüreklerini çalmadık mühür vurmak için mabetlere
Edebiyatını bölüşmedik renkli sayfalarda yoksulluğun
Karnında /ciğerlerinde /yüreğinde /kaleminde satılmışlığın..

Biz çöllerin yorgun yürekli sevdalıları ;
Eksik olmasın yeter ki sofralarımızdan kudret helvası
Ve kutsal bir mühür gibi kazınsın
Yürekelerimize hem sevdamıza
Ölmez nebinin biricik can davası..

17/02/1993...Bahçeli evler.

27 Mart 2009 90 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (7)
  • 16 yıl önce

    tebrik ve saygıyla üstad 👍👍

  • 16 yıl önce

    bu şiir okunmalı bence harikaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

  • 16 yıl önce

    defalarca bıkmadan usanmadan okunulacak satırlardı bunlarr...

    şiirdii herşeyden önce..

    çok çok güzeldi ibrahim bey...

    ben nasibimi aldımm..

    tadı damagımda kalmasın diye de çaldım degerli dizelerinizi..

    kutlamak az kalıyor ama .. idare edicez artık😊

    tebriklerrr bolcaa.. saygım kalsın sayfanızda👍

  • 16 yıl önce

    Biz tih çöllerinin kumları sayısınca sevdalısıyız dostlar: Sırçalı sarayın fildişi kulelerinde Emmedik anka kuşunun ışıltılı memesini Yıkamadık ellerimizi / bileklerimizi / topuklarımızı Mazlumların alarak sütlerini Ve dörtte birini başımızın Cinnet dolu havuzlarında Yaymadık altın çerçeveli masalara göbekelerimizi.. Sarmadı parmaklarımız ince belli kadehleri Fosforlu kapaklarında gündem olmadı hayatımız Buralardan tanıdık bey oğlunun arka sokakları da varmış Nataşalar gezer oynarmış Kendi salyalarını toplarmış kaldırımlarda sarhoşlar Ulu ulu nutuklar vermek için Kasketli insanlara Ve onlarca görünen "yiğit yürekli".. "zavallılara?!".. SÜPERSİN ABİMMMMMMMMMMMMM👍👍👍

  • 16 yıl önce

    şiir böyle yazılır,

    anlayana👍

    çok okunmalı

    sevgiyle kalın...