Boğazına Düğümlenen Kelimeler

yüreğimin vazgeçemediği
gözlerime mutluluğu koyanım
sen bu aşk-ta
hep gözlerinle konuştun
suskun deli bir aşık gibi.

benim se !.
onsekizlik toy bir aşık gibi
ilk önce gözlerim utandı
sonra yüreğim .
aslında
''miş '' li zamanlarda sevdamın adı
sana yazılıymış
geldiğin o ilk gün gibi bilmeliydim.

bilmeliydim !.
yavaş yavaş
kabir azabı gibi
acı çektire çektire gideceğini .

gerçi
senin kadar gözleriyle konuşmayı
pek de beceremem ama ?.
belkide gideceğinden
korktuğum için söyleyemedim
geldiğin gibi sessizce gideceksen
beni kendine aşık etme diye ?.

zaman o zamandır belkide......

geçmişinle yüzleşirken
boğazına düyümlenen kelimeler
söz verişlerinde çıktı
bir biri ardına
bana suskun ağzından.

söz verdin kendine
unutmalıyım; unutturmalıyım kendimi diye
usul usul elini ayağını çekeceksin
seni gör meyeyim diye ?.

sonra
ara sıra arayılaşların ardına saklanarak
heyacanını yitirmiş
temmuz soğuğu tenini
yasaklayacaksın.

sonra
beni sen yapan gözlerini

sonra
seni seviyorum unutma diyen ?
dudaklarını mühürleyeceksin
geçmişine ait oldugu gibi .

söyle bee
melisa kokulu kadınım
kızıl bir şafak vaktinde
biz ''hera'nın '' önünde !.
''semele'ye '' söz vermedik mi ?.

aşk tapınağın da
tanrıların kutsadığı
bu yeminli sevdayı yaşamaya.....