Boğuyorum Nisan'ları

''yakomozlar yıkasın geçmişi köpükleriyle
mavi zerreler bıraksın güz çatlağı ayaklarıma Ağustos güneşli ''






Gidiyorum
Çullarımı atıp o derin suya

Cebimde ıslak
Birkaç cümle

Üryan.


Yürüyorum
Rakımsız hayaller gömüp
Kuş çığlığı sazlıklara

Ürkek kuytulara saklıyorum
Cesaretsizliğimi

Karanlığınım
Zift rengi.



Helalleşmiyorum
Borcum var biliyorum
Boyumdan büyük günahla biriken.

Tutsağım
Savunmasızlığıma
Acılarımda kanayan sen.


Ve ben
Çölleşen,
Susuzluğunun mahkûmiyetidir
İnfazı hücreleştiren

Bedensiz voltalardır, kaypaklaşan adımlarla
Öykülerimi düşüren mazgallara

Küf kokutan.


Bahar kokularını uçuşturan saçlarımdan
Tenimden tiksindiren ellerimi,

Ellerimi kirlettim ben.


Dokunmuyorum artık
Bakire gelinciklerine şehrimin sırtlarında
Kan kokulu hayallerim var
Cellât kanı süzülüyor tırnaklarımdan

Boğuyorum Nisan'ları besmelesiz, ay karanlıklarında
Güzleştirdim tüm zamanları
Dudaklarım da kimliğimi satan ihtilal şarkıları.

Gidiyorum
Çullarımı atıp o derin suya

Cebimde ıslak
Birkaç cümle

Soyunup üzerimden
Biriktirdiklerimi

Gidiyorum,
Hangi gaip zamana?

Yüklenip kıyameti
Bilinmez akibetin çetrefil yollarında

Çarıksız
ve
Üryan

Kumsallarla emanetleştirip
İzlerimi...