Boş Kağıt
hatıraları olmayan biri gibi
boş kağıda bakan gözlerini sildi
belki onun yerine ağlayan biri
korkunç keman şarkısını söylüyordu
benim olduğum yerlerde
tutsak tutkuları kısa kalan siyah elbiseler var
onlara hatırını sorsam
sokakları uzatıp yanlarına varsam
oracıkta tanınmaz oluyorum
hamlelerini iyi seçen biri için güzel
boş yaratılmışların koynunda
sürüp giden bu yarışa katlanamıyorum
az tuz tadı sürülüyor dilime
kendine gelen başka biriyim
bizi alıp basitleştirdiler
zurnalar davullar çalındı uzun boylu
endişeli bir gelini giydirdiler içimde
yanarken kız kaçıran oldum
ah sinemalar
ah o sahneleri ilizyon kamburu gibi
sırtımızda duran bedbaht aynalar
yalanlar söylediniz bize
inandıkça yolumuzu uzun eden
yalanlar söylediniz bize
şimdi bir çocuk babasını öper
sonra annesini defalarca
ey sevgi sakın uçup gitme
bir mezara selam söyleyin
elimdeki elma değil
bulut şekeri
siz bilir misiniz incinince dünya
dişlerini sıkıp aydan havaya
yer çekiminin altıda biri kadar acı
gülümsemeler doğurur insan ölünce
ruhumuzun karıncaları gezer uyuduğunuzda
bu gerçeği nasıl söylesek bir tuhaf
gölgeler sarkar göğsünüze
sevgi bahçenizden kovulmuş
ademin ilk oğluyum
benzediğim bütün insanlarla yüzleştim
bir büyüklük
bir sonsuzluk taslamak istemedim
yalnız oluşumu kutladım
sonra aklıma ilk gelen neydi bilmiyorum
sonra
bir şiir yarışmasında birinci geldim.