Boşanmış Yağmur Çocukları
Sen bilirsin ya tanrım,taşa çevirsen diyorum aşkı...Başucuma dikeceğim
İstanbul bir tuhaf
Yüzünü düşürmüş gün
geceye karışıyor ,insan içine çıkmamış sokaklar
pusu koyu mu koyu
Göğü delik deşik
İğne yapraklı yeşil güzünde
Rüzgâr gülü dikeni
Hatırlı misafir gibiyim,
Düştüğüm ocağında
Kül karıyorum yaşımla ahın eşiğinde
Bütün sözleri kahverengi gözbebeğimin
Çoktan vazgeçiliyor sanki
Az kalsından korkarken dünler
Tenler kül kokusu
Son çığlığında rızıktan eksilen köz
Acı duyar mıyız diye düşünmekte küller
Hava rahmetli,
Bulutlar su sıkkını
Bağ bozumunda,
Boşanmış yağmur çocukları
An cellat
Kim asacak üzümlü asmaları
Canı acıyor havanda dövülen suyun
Saç/ak altında aklanıyor cürüm
Rüzgâr kül peşinde
Can emiyor toprak
Ahraz beyanıdır bu,
Kırk düğümlü hançerenin
Kurşun döktürdüm yarınıma
Çözülüyor ses veren dilim
imdat çağrısında sevmeler
Ayan olacak diye mahşerim
Akıştı işte...Uzandı düş su yatağına
suadiyeocakikibinyirmiiki
Demir Mutlugil