Boşuna Değil
Boşuna değil alev,alaz
Şu yürek yangınım,
Ciğerimi sızlatan acılarım,
Dur durak bilmeyen isyanım,
Haykırışlarım,gözyaşlarım...
Boşa değil bu keskin feryatlarım;
Beni içten içe kemirenler
Yavaş,yavaş öldürenler,
Kolumu,kanadımı kıranlar
Boşa değil sizlere olan başkaldırışım,
Şu zehir zemberek sözlerim.
Bu ne ilk ne de son haykırışım
Sizlerce itilip kakıldım,
Dövülüp dışlandım;
Kimliğim,tarihim,dilim yasaklı!
Suçum sorulursa eğer
Potansiyel suçluyum,
Çünkü ben bir Kürt çocuğuyum,
Kelepçeli ellerim,
Ayağımda prangalar var;
Kan emici yarasalarca
Bebekliğimi,çocukluğumu yaşamadan,
Ana kucağında koparıldım!
Ölüme terk edildim
Ve işkencelere!
Diyarbakır-Mersin mahpushaneleri şahidim.
Geceler uzadıkça uzar hep,
Tutsaklara,esirlere,
Kahredici zindanlarda
Sabah olmak bilmez
Kirpiklerimde boncuksu gözyaşları birikir,
Her gece dudaklarımda
Ölümü öptüğüm o anlar bitmez;
Altımda eski püskü,paslı kırık ranzam
Küf kokar hücremin her bir yanı,
Duvarlarda asılı duran
O kan damlalarına,et parçacıklarına
Yabancı değilim,
Her gün bize yapılan işkenceden
Bedenimizde kopanlardır onlar;
Talihimi,kaderimi,özümü...
Ülkeme benzeterek her bir anımı,
Zehir zemberek sözlerle
Size karşı olan dik duruşumla,
Topunuza lanet ederek,
Halkların,emekçilerin kardeşliğine
Selâmlar yollayarak bıkmadan!
Ey Amerikan yandaşları,
İsrail dostları...
Boşa değil size olan şu isyanım
Boşa değil çığlıklarım,
Ölüm makinelerinize taş atışım
Bu kirli savaşa dur deyişim,
Kahrolası düzeninize kahır edişim,
Namussuzluklarınıza başkaldırışım
Boşuna değil,
Derin yaralarıma rağmen
Sevdamı bileyleyerek,
Halkların özgürlüğüne,kardeşliğine
Marşlar,Şarkılar söyleyerek
Zulüm'e boyun eğmeden,
Geleceğe umutla bakarak!
Barışa,eşitliğe,yaşama koşmak
Boynumun borcu olsun benim.
30.06.2010
Yıldırım