Boyalı Kuş 2

Yenilenen adres;

Sosyal blok arkadaş sokak
İrem apartmanı

Eski adres;
Bursa cezaevi

Kırmızı mühürlü mektup
Teslim aldım vesaire
İmza Mıhçı falan

Açtım
Selam ile
Ağustos ikinci milenyum 16
Okudum uzunca satırlarını...


Yarım yamalak uykular ile
Günü devirme mücadelesi sürerken
Bir yudum soğuk su ardına
Dilsiz çocuk anıları süsledi
Çelikten masamı

Şiddetle tekrar okumalıydım
Jerzy Kosinski
Boyalı Kuş...

Ön yüzünü kıvrık kuzeybatıdan açtım
Sanki sabuna soğana alınmış notları içer gibi
Genzimi boğan bir düğüm telaşı!

Hükümsüz hükmü veren dik yakalı

Ki
Adam böyle hükmetti...

Suç;
Ateş yakmak
Güneş'e inat


Karar;
Oldukça büyük gri kapılar ardı!



Sabahın imsak vaktiydi
Her seferinde aynı biçimde ağlayan çocuk uyandı!

Bir jilete kurban gidecekti
Tabutlukta

Olmadı!

Aynı jiletle ranzaya çizik atıyor
Gene tabutlukta

Anne adı; Kamile
Adı; Tekin
Baba adıysa;

Hükümsüze gebe...


Ve mazgalların ardı korosunda;

Solist,
Deli Nasibe;

"Bir mektup yazdırdım Urfalı kızına
Zalımın kızı bakmaz yüzüme
Anam duyar ise vurur dizine
Oy nenni nenni "

Tekin'im nenni
Adliler, nenni nenni
Politikler, nenni nenni

...


Sigaran varsa
Her satır için mektup vardı!

Yoksa sigaran!

Yan koğuştan
Hareketi seven
Siyasi abla vardı
Bir nenniye bir umut satardı

Ve genelde
En çok o yazardı

Yazardı!
Nazlanmadan
Üşenmeden
Ve en çok o satırlar sabun kokardı

...

Dilsiz çocuk köyde ilk kulübeyi yaktığında
Siyasi abla da ilk döşeği yakmıştı!

Bir anne
Bir umut

Telaş aynı
Ses aynı ses
Saman sünger karışık yanık kokusu

Çay
Kazak
Çağ
Gazete
Domates
Patates
Zeytin
Peynir
İki öğün komün

Dilsiz çocuk
Kilisede kimse görmeden yedi aşırdığı somunu
Yemesine de;
Son lokmada yakayı ele verince
İspiyoncu keşiş verdi haberi
Papaz'a!

Yedi şamarı
Beşi bir yerde
Lokma lokma...

En güzeli zeytindi!

Kantinci Ahmet göz yumardı
Ve nedense severdi onu
Aşırdı tane tane
Yedi tane tane
Oynadı tane tane
Ve gün dönümü 12 ye vurduğunda
Sayacak ıslah koridorlarında
Tane
Tane

Dilsiz çocuk saydı
Umuda!

Kızıl Ordu adımlarını
Tekin saydı
Anneye
Baş abi adımlarını

...

Neredesin umut?
Neredesin anne?

...

Terimiz ile
Bu köye
Bu koridorlara
Yüzyıllardır yazıyoruz
Can hasretini
Ve Güneş'in saklanan güzel günlerini!

Ne güzel anlatırdı Hacer teyze;

İlk gördüğümde onu
Yatakları yakan bu demiştim
Yanıktı yüzü
Sayamadım zeytin tanesi gibi
Yoktu parmağı

"Güzelliğimi verdim ben
Hasretine yandığım günlere"

Hep cümle buydu!

Hep usumda şu soru;
Kaç sigara verdi acaba Güneş'e?


Sesimiz kimi zaman lâldır
Çözülür karlar altında bir kayağın ucunda

Kimi zamansa yürekli Toros ezgisi!


Nedendir bilmiyorum
Özgürlüğü hep
Yar ettik kuşun kanadına

Boyalı kuşa!

Kızıl ve gri
Arada gökyüzü mavisi
Buladık renklere

.....

Yiğit yürekli Emine'ye ...

30 Ağustos 2016 125 şiiri var.
Beğenenler (9)
Yorumlar (7)
  • Sigaran varsa Her satır için mektup vardı! Üşenmeden Ve en çok o satırlar sabun kokardı Koksun hocam...

  • Nedendir bilmiyorum Özgürlüğü hep Yar ettik kuşun kanadına

    Boyalı kuşa!

    Kızıl ve gri Arada gökyüzü mavisi Buladık renklere🤐🤐🤐

    Ustaların kaleminden şiir okumak hayata yeniden başlamak gibi geliyor bana ..Geçmişin izlerini üzerime çekerek uykuya dalmak dilsiz ve ama..sabaha uyanmak mavinin altında ..Okunmuştur mektubu el altından gelirken ... Bu gün okuduğum bu eserle geçmişin kırk merdivenlerini çıktım ağır adımlarla yüzleştim kapıda ki askerle .yüzleştim baş gardiyanla.. hepsi '' O zaman öyleydi '' dedi... 🤐

    Kaleminin izi silinmesin Cemal Hocam...👍

  • 8 yıl önce

    Dedim ki :Bir yanılgıydı !

    Övgülere mazhar ,uğruna maskaralaşan deha'lardan geçerken, sersem seyislerin at sürdüğü nal tıkırtılarını duydum. Yaşamı boyunca yar 'dileyen ama yardan geçip ,yazmalar yakanları ;kırık kanatlı insanların masallarını duydum. İplere sarılmış, yerlerde sürüklenen anka'lar, yar yüzü gerememiş ama toprak olmuş bahtsız şiirler okudum . Dilleri lal, suçlara susanları ,istibdadın kullarına kulluk edenleri, onlara itimat eden tarihi kahramanları duydum.

    Şiirden sonra:

    Bestelediğim gün şiirdi. Müziği umuttu. Yarına şiirleri bırakan duyguydu. Ve ben ve sen ve onlar, şiirin içini dolduran iyi/kötü ne varsa, aklımın yargısında beraat; tanrının huzurunda aklanmayı bekleyen masum cümlelerdir.

    şiir için teşekkürler

  • 8 yıl önce

    Şiirden önce : Ah zalim !

    Keşke feda edebileceğim umut ve onu yaşayabilecek gün olsaydı,ve o güneşe yasaksızca bakarken şiiri yazabilseydim,

    Ama gördüm dışarıdayken, ama okudum dışarıdayken .

    Önce siyasi hasmım nesirde buluştuk. Sonra ‘'şiire davet'' diye birkaç mektup yazdık.

    Senden önce !Mey kadehlerinde kader çizikleri, ikrar ve ardından harabı arzulayan; arşı bırakıp arza dönenleri gördüm. insafsızlığa dönüşen duygu tüccarları ve insanı ateşböceği ışığı altında acımasızca katledenleri gördüm. Amacına ulaşan ,tıpkısını umarsızca boynuna asan, hileli şarkılarda hileli sözler karalayanları gördüm ... Yazar ki alnının huzurunda Tanrı'ya kulak asmadan, kulaklarına değil; duyduklarına sağırlaşan; dünyaya müthiş leke katan muharrir'ler gördüm. Hayatını akan nehirlerde hatırat misali arayan, ve o nehirlerde hempaları tarafından boğulanları şahit oldum. Müjdeli haberlere merhamet etmeyen, cüretini an'ın mest'ine heba edenleri, dişleri arasında sıkıştırdıkları kötü ve edep'siz söz sarraflarını gördüm

    Ve Maldoror'un kurşun geçirmez çelik yeleği altında bulduğumuz şarkılarından size okuduk.

  • 8 yıl önce

    Boyalı kuşa!

    Kızıl ve gri Arada gökyüzü mavisi Buladık renklere Kuşlar denilince hep öçilelerdzgürlükaklıma gelir.Şiirdeki kuş boyalı kuş.Tutsaklıklardan,hapislerden dem vuruyor.Boyanıp özgürlüğü elinden alınmış bir kuş.Acaba bizim boyalı kuşlar olabilir mi,diye içimden geçiriyorum.Yine de gökyüzü mavisini gördüm.Oh dedim.Az da olsa bir umut var.Sevgiler değerli şaire.😙😙😙😙😙