Bu Nasıl Bir Tutku
Bu nasıl bir tutku, gözlerin ateş,
Sözlerin mühürlü, gizemli bir sır,
Zehirmisin, bal mısın, acı mı, tatlı?
Sevdam sana esir, zincire vurulmuş,
Hüküm giymiş bir mahkum gibi.
Saray mısın, köşk müsün, kırk odalı?
Kırık bir kalbin içinde kaybolmuşum,
Sarayına mahkum, gönlümde fırtına,
Zarif mi, kudretli mi, bilmiyorum,
Ama sen, bir rüyada görülen düş gibi.
Yüzün ay, bakışın hançer,
Kalbimde açtığın yara derin,
Sır mısın, aşikâr mısın, bilmiyorum,
Tutkunun kollarında kaybolmuşum,
Bir mecnun, bir deli divane gibi.
Vezir misin, asker misin, kumandan?
Fermanın yüreğimde okunmuş,
Sevda mısın, esaret mi, bilmiyorum,
Gönlüm sana tutsak,
Ve seninle yanmış, kül olmuş gibi.
Bu nasıl bir özlem, yakar içimi,
Hasretin yangın, yüreğim köz,
Dost musun, düşman mı, bilmiyorum,
Ama gönlüm senin esirinde,
Bir ömür boyu sürgün yemiş gibi.