Bu Şehir Küstü Rüyalarından
işte bak
bu yürek hiç yenilmez bildim
yinede yokluğunla bilendim yollarda
duydun mu ?
yeminleri bozarken ardında düş yorgunu sevdana
yılların eskitemediği düşlerimin ardında yeminleri bozdum
güzelliklerin en çok doruğunda haykırmak
insan diye ölümüne sevda yeminlerine türkü söylemek
acıya gülmek varmış yokluğunda
bir tas su içmek susamışça yaşamak vardı bizim toprak bildiğimiz yerde
beklemekten yoruldum yar
güzel bir şiir yazabilsem bu şiir sana benziyordu
her akşam vakti gün batımında kaybolan canların ardında
gözyaşın yağardı yurdumun karanlığından
bir şey desem ne oluyor biliyor musun?
güzelim biliyorsun acıların yenilmez olduğunu
sensizliğin kahrında yollarına düş kurdum
her vakit yanımda bildiğim sevdanla yürüdüm
engel tanımaz yollarda hüzünlü günlerde sevdim
hani bir kuş dalına konar sen onu tutmak istersin alamazsın ya
yada ona taş atacak olursun taş atmadan kuş uçar kaybolur ya
işte ben seni düşlerimin arasında kaybolmuş yürek sızılarıma k/anardım
hani sevdiğine ulaşır sanarsın ulaşamazsın
haber vermek istediğinde veremez olursun kahrında
için içini kemiren yeller eser umutsuz kalınca yaşadığını bilmezsin
uçan kuşların tetirginliğinden çok fazla özgürce sevmiştim
özlemin hasretinle yaşıyorken
gürbetin uzayan gökyüzü semalarına bakarken
yüreğim kanarken gözlerim yaşlarla dollar biraz teseli sanardım umudu
sonra sen gelmez oluyordun ümitlerimde
yüreği saran kara bulut gibi acıları yenilmez bildiğim
ak güvercin kanatlarına bir düş sardığım semalarda uçtuğum
sonsuzluğumda içimdeki sevgi alevi yayılırdı
ölüm gelse de muradım seninle kalsın
şimdi ben kader denen o illetli duanla yaşıyorum
ve yalnızlığımın kahrolası acıların savuruyor her nefesimde
ne dertler gördüm sevdiklerim gürbet ellerde
bana küsmüş sokaklardan arta kalan hüzün acıydı
bu yine yollara düştüm sen aklımda yüreğime akan sel gibiydin
eski anılarıma dertler ekledim bir çuval dolusu yine taşıyordum yüreklice
ölü kentin sokakları bana daralan hüzün yorgunu acılar veriyordu
gülümsemeye hiç zaman yokken bu şehir çekilmiyordu
dümenli çarkın metropol şehirinde suskundum
düşünürdüm vakitli vakitsiz günlerde
bu şehir küstü işgal altında yürek yanardı
şehrin en kabalık yerinde bile dağlarda gezen bir kuştum
yalnız değilken seninle yürüyordum bu şehirde
bazen güldüm acılara ağlarken hasretinle kaldım
bazende uykularım bölünürdu gecelerden
bu şehir küstü rüyalarından
güneş ışınlar yaylırdı gölgeler yarımdı
ne yiğitler dolaşırdı adımları demirdendi yurdumun sokaklarında
analar ne yiğit doğurmuş aslan gibi yüreklerde
bu şehir küstü rüyalarında(n)....
bu şehir ne zaman kalkar rüyalarında
oysa ben bu şehirin her şeyine ağlardım
analar ağlardı dağlarımın doruklarında
ben yoktum bu şehir ağlamadı ardımda
24.04.12 Karataş