Buğdayın Düşü

havayı yer yüzüne bağlayamaz san ellerin kör olur
sokak tenekelerin ve betonların işkaline bırakıldı
güneş şimdiler de
yer dağlarından acı çekiyor

sor bende de kalmadı ışık
vampir gibi dişlerimi bileyip
gölgelerin damarlarından kan içiyorum
boğulacakcakmış gibi soğuyor hava
tükeniyorum

ona bahara içini açtıkça kaçabileceği yollar verdik
esnek sınırların sırtımıza kaydığı bir eğimde
ve mutlu olmak için saraylar kurduğumuzda
bizimle gelmek istemediler
en içten yok oluşun renklerini giyinip
toprağa gönül verdiler

derdinin derinine haykırdı dere taşlarının yalnızlığı
seni bulamazsam küçük bir köy çocuğu olup
suyumu yakacağım
eskisi gibi ısırgan otlarından aşklar derleyip
eteklerinde oynayacağım

durmadı sallandı gitti yok olmuş gibi
aşk gibi bir adam yaratıp
onu terk etmek öyle mi
patikalar hatırına yine çıkarın beni o eve
buğdaya düşen bir oyuncağın düşüne
yeniden ağlamayı öğretin lütfen.

02 Mayıs 2013 310 şiiri var.
Yorumlar